Adi ortaklıkların (şirketlerin) taraf ehliyeti olmadığından, davaların bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Bu durum temyiz başvurusu için de bu şekildedir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalarda ise, dava konusu paradan başka şey ise bütün ortaklara, konusu para ise ortaklardan birine, bazılarına ya da tümüne karşı dava açılabilecektir.
Gecikme cezası uygulamalarında, alacağın muaccel hale gelmesi temerrüt oluşturmadığından, temerrüt için ihtarname çekilmesi gerekir veya dava açılması ihtar yerine geçeceğinden dava tarihinin esas alınması gerekir.
Yüklenicinin fesihte kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddi değil, yüklenicinin feshe itirazının olduğu hallerde, sözleşme konusu işlerin hesabının genel hükümlere göre tasfiye edilmesi gerekir. İdarenin yaptığı tasfiye işlemleri yüklenici tarafından kabul edilmezse bu işlemlerin mahkeme tarafından yapılması talep edilebilir.
Görevli idare elemanları tarafından fiyatların abartılı belirlenmesinde, hayali imalatlar yapılmasına sebep olunmasında, imalatların yüksek belirlenmesinde kusurlu oldukları ortaya konulursa ortaya çıkacak idare zararından bu kişiler sorumlu olacaklardır.
Yüklenicinin ihale evraklarının hazırlanmasında, yaklaşık maliyetin tespitinde ve fiyatın fahiş olarak belirlenmesinde katkısı olduğu ispat edilmediği müddetçe sorumluluğu yoktur.
Hakediş belgesi ve fatura düzenlenmediği için yapılan işlerin bedelsiz yapıldığının kabulü mümkün olmayıp, sözleşme dışı yapılan işlerin bedellerinin eser sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gerekir.
Üniversitede geçen tüm hizmet süresi üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatından son alt işveren şirket ile davalı üniversitenin müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekli iken mahkemece son alt işveren şirket bakımından farklı miktarda kıdem tazminatından sorumlu tutulması hatalıdır.
İşçinin asıl işveren alt işveren ilişkisi içerisinde yapılan işte çalıştığı anlaşıldığından, muvazaaya dayalı ilişkinin kurulduğundan bahsedilemeyeceğinden, davacı işçinin alt işveren işçisi olarak geçirdiği çalışma dönemi için ilave tediye alacağını hak kazandığının kabulü hatalı olup bozma sebebidir.
İmzalı izin defteri ile bordrolar arasındaki, başka bir deyişle işveren kayıtları arasındaki çelişki olması halinde yıllık izinlerin kullanıp kullanılmadığı konusunda tereddüt ortaya çıkacaktır ve araştırmaya göre sonuca gidilmelidir.
Adi ortaklıkların (şirketlerin) taraf ehliyeti olmadığından, davaların bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Bu durum temyiz başvurusu için de bu şekildedir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalarda ise, dava konusu paradan başka şey ise bütün ortaklara, konusu para ise ortaklardan birine, bazılarına ya da tümüne karşı dava açılabilecektir.
Gecikme cezası uygulamalarında, alacağın muaccel hale gelmesi temerrüt oluşturmadığından, temerrüt için ihtarname çekilmesi gerekir veya dava açılması ihtar yerine geçeceğinden dava tarihinin esas alınması gerekir.
Yüklenicinin fesihte kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddi değil, yüklenicinin feshe itirazının olduğu hallerde, sözleşme konusu işlerin hesabının genel hükümlere göre tasfiye edilmesi gerekir. İdarenin yaptığı tasfiye işlemleri yüklenici tarafından kabul edilmezse bu işlemlerin mahkeme tarafından yapılması talep edilebilir.
Görevli idare elemanları tarafından fiyatların abartılı belirlenmesinde, hayali imalatlar yapılmasına sebep olunmasında, imalatların yüksek belirlenmesinde kusurlu oldukları ortaya konulursa ortaya çıkacak idare zararından bu kişiler sorumlu olacaklardır.
Yüklenicinin ihale evraklarının hazırlanmasında, yaklaşık maliyetin tespitinde ve fiyatın fahiş olarak belirlenmesinde katkısı olduğu ispat edilmediği müddetçe sorumluluğu yoktur.
Sözleşme içi ve dışı işlerin yapıldığı hallerde hesaplama dosya üzerinden mi yoksa mahallinde yapılan imalatlar doğrultusunda mı yapılabilir?
Hakediş belgesi ve fatura düzenlenmediği için yapılan işlerin bedelsiz yapıldığının kabulü mümkün olmayıp, sözleşme dışı yapılan işlerin bedellerinin eser sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gerekir.
Teslim tarihinin kararlaştırılmadığı hallerde, gecikmeye dayalı alacak talebi mümkün değildir.
Üniversitede geçen tüm hizmet süresi üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatından son alt işveren şirket ile davalı üniversitenin müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekli iken mahkemece son alt işveren şirket bakımından farklı miktarda kıdem tazminatından sorumlu tutulması hatalıdır.
İşçinin asıl işveren alt işveren ilişkisi içerisinde yapılan işte çalıştığı anlaşıldığından, muvazaaya dayalı ilişkinin kurulduğundan bahsedilemeyeceğinden, davacı işçinin alt işveren işçisi olarak geçirdiği çalışma dönemi için ilave tediye alacağını hak kazandığının kabulü hatalı olup bozma sebebidir.
İmzalı izin defteri ile bordrolar arasındaki, başka bir deyişle işveren kayıtları arasındaki çelişki olması halinde yıllık izinlerin kullanıp kullanılmadığı konusunda tereddüt ortaya çıkacaktır ve araştırmaya göre sonuca gidilmelidir.
İhbar tazminatları giydirilmiş ücret üzerinden, ücret alacakları ise çıplak ücret seviyesi üzerinden hesaplanmalıdır.