Ortak girişim; iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu nedenle, davacıya dava edilen adi ortaklığın bütün ortaklarının isim ve adresi açıklattırılarak, davaya bu ortakların huzuru ile devam edilmelidir.
Adi ortaklığa başka bir ortak almak ancak tüm ortakların iştiraki ile alacakları kararla mümkün olabilir. Davalı adi ortaklıktaki payını 3. şahsa satarak ilişiğinin kalmadığını ileri sürmüşse de davacı 3. kişinin ortaklığını kabul ettiğini bildirmediğine göre adi ortaklığın davalının payını 3. kişiye sattığı tarihte fiilen ortadan kalktığı, ancak tasfiyenin yapılmadığı ortaya çıkar.
Adi ortaklıkta, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kar payını veya adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payını haczettirebilir. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczi mümkün değildir.
İdarelerin haksız yere sözleşme imzalamaması halinde, sadece geçici teminatı iade yükümlülükleri bulunmakta olup, başkaca bir giderin idarelerce ödenmesi mümkün değildir.
İhalesiz, ihale yapmadan dükkan kiraya verme işleminde kamunun zararı veya kişilere haksız çıkar sağlama olup olmadığı incelenerek karar verilmelidir ve söz konusu incelemeler görevi kötüye kullanma suçu olup olmadığını ortaya koyacaktır.
İfaya ekli ceza, sözleşme ayakta olduğu müddetçe talep edilebilir. Olumlu zarar kapsamında bulunan ifaya ekli ceza -sözleşmede ayrık bir düzenleme yoksa- sözleşme varlığını sürdürdüğü sürece talep edilebilir. Ayrıca, bu haktan açıkça feragat edilmemiş olması veya ifanın ihtirazi kayıt bildirilerek kabul edilmiş olması da gerekmektedir.
Sözleşmenin feshinde haklı olmayan idarenin kesin teminatı gelir kaydetmesi mümkün değildir, orman arazisi olan bir yerin yükleniciye teslim edildiğine dair kayıt olmayan hallerde idarenin üzerine düşeni yaptığı söylenemez.
Hakedişe itiraz edilmemiş ise, kesintiler bölümünde yapılan kesintiler de yüklenici tarafından kabul edilmiş sayılır ve yüklenicinin imza etmediği hakedişler hariç, imzaladıkları için artık itiraz hakkı bulunmamaktadır.
Hakedişe ihtirazi kayıt koymayan, usulüne göre itiraz etmeyen, yükleniciler açısından hakedişte gösterilen ödenecek miktar kesinleşmiş olarak kabul edilir ve dava bunun üzerine kurulmalıdır.
Ortak girişim; iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu nedenle, davacıya dava edilen adi ortaklığın bütün ortaklarının isim ve adresi açıklattırılarak, davaya bu ortakların huzuru ile devam edilmelidir.
Adi ortaklığa başka bir ortak almak ancak tüm ortakların iştiraki ile alacakları kararla mümkün olabilir. Davalı adi ortaklıktaki payını 3. şahsa satarak ilişiğinin kalmadığını ileri sürmüşse de davacı 3. kişinin ortaklığını kabul ettiğini bildirmediğine göre adi ortaklığın davalının payını 3. kişiye sattığı tarihte fiilen ortadan kalktığı, ancak tasfiyenin yapılmadığı ortaya çıkar.
Adi ortaklıkta, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kar payını veya adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payını haczettirebilir. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczi mümkün değildir.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Bu sebeple takibin veya davanın bütün ortaklara açılması zorunludur.
İdarelerin haksız yere sözleşme imzalamaması halinde, sadece geçici teminatı iade yükümlülükleri bulunmakta olup, başkaca bir giderin idarelerce ödenmesi mümkün değildir.
İhalesiz, ihale yapmadan dükkan kiraya verme işleminde kamunun zararı veya kişilere haksız çıkar sağlama olup olmadığı incelenerek karar verilmelidir ve söz konusu incelemeler görevi kötüye kullanma suçu olup olmadığını ortaya koyacaktır.
İfaya ekli ceza, sözleşme ayakta olduğu müddetçe talep edilebilir. Olumlu zarar kapsamında bulunan ifaya ekli ceza -sözleşmede ayrık bir düzenleme yoksa- sözleşme varlığını sürdürdüğü sürece talep edilebilir. Ayrıca, bu haktan açıkça feragat edilmemiş olması veya ifanın ihtirazi kayıt bildirilerek kabul edilmiş olması da gerekmektedir.
Sözleşmenin feshinde haklı olmayan idarenin kesin teminatı gelir kaydetmesi mümkün değildir, orman arazisi olan bir yerin yükleniciye teslim edildiğine dair kayıt olmayan hallerde idarenin üzerine düşeni yaptığı söylenemez.
Hakedişe itiraz edilmemiş ise, kesintiler bölümünde yapılan kesintiler de yüklenici tarafından kabul edilmiş sayılır ve yüklenicinin imza etmediği hakedişler hariç, imzaladıkları için artık itiraz hakkı bulunmamaktadır.
Fiyat farkı verileceğine yönelik sözleşmede hüküm olmaması halinde, yükleniciye fiyat farkı ödemesi yapılabilir mi?
Hakedişe ihtirazi kayıt koymayan, usulüne göre itiraz etmeyen, yükleniciler açısından hakedişte gösterilen ödenecek miktar kesinleşmiş olarak kabul edilir ve dava bunun üzerine kurulmalıdır.