Hizmet alımı ve hizmetin yaptırılması ibarelerinin, iş mevzuatının yasakladığı ticari amaçlı işçi teminine olanak tanıdığı şeklinde yorumlanarak, sonuca ulaşılması hukuken mümkün değildir. Bunda kamu yararı da yoktur. Bu yönde yapılan ihale sözleşmeleri geçersizdir. Bu sebeple, belediyenin şoför hizmet alım ihalesinin hizmet alımımı yoksa hizmetin yaptırılması için personel teminimi olduğu araştırılarak sonuca gidilmelidir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olan kamu kurumlarının sözlü anlaşmayla iş yaptırmaları yasaya aykırı olmakla birlikte, davya konu inşaat işi yapıldığından ve halen belediye tarafından kamu hizmetine tahsis edildiğinden, sorunun vekaletsiz iş görme hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilen hizmet alım ihalelerinde asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu dikkate alınmadan, işçilerin çalıştırılmasına yönelik muvazaa bulunduğundan bahisle fark alacaklara hükmedilmesi doğru değildir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilen hizmet alım ihalelerinde asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu dikkate alınmadan, işçilerin çalıştırılmasına yönelik muvazaa bulunduğundan bahisle fark alacaklara hükmedilmesi doğru değildir.
Hizmet alım ihalesi kapsamında çalışan işçilere ilave tediye ödenebilmesi işçinin alındığı iş haricinde bir işte çalışması halinde mümkün olup, alındığı iş kapsamında çalışması halinde ilave tediye alacağı talebinin reddi gerekir.
6772 sayılı Kanun, kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruluşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağından, 4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihalelerde alt işveren işçisi olarak çalışanlara ilave tediye ücreti ödenebilmesi mümkün değildir.
İhale konusu iş kapsamında alınan kişi, ihale ve iş akdine uygun olarak çalıştırıldığından, temizlik işçisinin üniversitenin işçisi olarak kabul edilmesi mümkün değildir ve bu sebeple kamu kurumu işçilerine ödenen ilave tediye ücretinin ödenebilmesi mümkün değildir.
Objektif imkânsızlık hallerinde, işin yapılamaması bu sebebe bağlıysa, tarafların ceza ödemesi söz konusu olmaz ve ödenen cezaların da iadesi gerekmektedir.
Sözleşmelerin feshinde veya başka bir yükleniciye işin yaptırılması hallerinde, kaçırılan fırsatın veya menfi zararın sözleşmede kararlaştırılması mümkün olup, kararlaştırılmadığı hallerde başka bir yüklenici ile sözleşme yapılmış olsa idi buna ödenecek bedel ile makul sürede yeniden yaptırılan bedel arasındaki fark menfi zarar olarak talep edilebilir.
Her iki tarafın da alacaklı olduğu hallerde takas ve mahsup işlemlerine göre gerçekleştirilir. Takas karşı tarafa ulaşınca sonuç doğurur ve mahsup her aşamada ileri sürülebilir. Bu sebeple mahsup yapılmaksızın alacak talebinin tamamı üzerinden sonuca gidilmesi doğru değildir.
Yapım işi işçilik gideri sözleşmesi eser sözleşmesi kapsamında olup, götürü bedelli eser sözleşmelerinde yüklenici sözleşme kapsamında kalan işleri sözleşmede kararlaştırılan bedelle yapmak zorundadır. Sözleşme kapsamında kalmayan fazla işler yönünden ise iş bedelinin, yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir.
İş bedelinin belirlenmesine yönelik bir düzenlemenin olmadığı eser sözleşmelerinde, eser bedeli yapıldığı somut olayda ikmal edilip teslim edildiği zamandaki serbest piyasa fiyatlarına göre, bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak inceleme sonucu mahkemece belirlenir.
Hizmet alımı ve hizmetin yaptırılması ibarelerinin, iş mevzuatının yasakladığı ticari amaçlı işçi teminine olanak tanıdığı şeklinde yorumlanarak, sonuca ulaşılması hukuken mümkün değildir. Bunda kamu yararı da yoktur. Bu yönde yapılan ihale sözleşmeleri geçersizdir. Bu sebeple, belediyenin şoför hizmet alım ihalesinin hizmet alımımı yoksa hizmetin yaptırılması için personel teminimi olduğu araştırılarak sonuca gidilmelidir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olan kamu kurumlarının sözlü anlaşmayla iş yaptırmaları yasaya aykırı olmakla birlikte, davya konu inşaat işi yapıldığından ve halen belediye tarafından kamu hizmetine tahsis edildiğinden, sorunun vekaletsiz iş görme hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilen hizmet alım ihalelerinde asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu dikkate alınmadan, işçilerin çalıştırılmasına yönelik muvazaa bulunduğundan bahisle fark alacaklara hükmedilmesi doğru değildir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilen hizmet alım ihalelerinde asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu dikkate alınmadan, işçilerin çalıştırılmasına yönelik muvazaa bulunduğundan bahisle fark alacaklara hükmedilmesi doğru değildir.
Hizmet alım ihalesi kapsamında çalışan işçilere ilave tediye ödenebilmesi işçinin alındığı iş haricinde bir işte çalışması halinde mümkün olup, alındığı iş kapsamında çalışması halinde ilave tediye alacağı talebinin reddi gerekir.
6772 sayılı Kanun, kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruluşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağından, 4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihalelerde alt işveren işçisi olarak çalışanlara ilave tediye ücreti ödenebilmesi mümkün değildir.
İhale konusu iş kapsamında alınan kişi, ihale ve iş akdine uygun olarak çalıştırıldığından, temizlik işçisinin üniversitenin işçisi olarak kabul edilmesi mümkün değildir ve bu sebeple kamu kurumu işçilerine ödenen ilave tediye ücretinin ödenebilmesi mümkün değildir.
Objektif imkânsızlık hallerinde, işin yapılamaması bu sebebe bağlıysa, tarafların ceza ödemesi söz konusu olmaz ve ödenen cezaların da iadesi gerekmektedir.
Sözleşmelerin feshinde veya başka bir yükleniciye işin yaptırılması hallerinde, kaçırılan fırsatın veya menfi zararın sözleşmede kararlaştırılması mümkün olup, kararlaştırılmadığı hallerde başka bir yüklenici ile sözleşme yapılmış olsa idi buna ödenecek bedel ile makul sürede yeniden yaptırılan bedel arasındaki fark menfi zarar olarak talep edilebilir.
Her iki tarafın da alacaklı olduğu hallerde takas ve mahsup işlemlerine göre gerçekleştirilir. Takas karşı tarafa ulaşınca sonuç doğurur ve mahsup her aşamada ileri sürülebilir. Bu sebeple mahsup yapılmaksızın alacak talebinin tamamı üzerinden sonuca gidilmesi doğru değildir.
Yapım işi işçilik gideri sözleşmesi eser sözleşmesi kapsamında olup, götürü bedelli eser sözleşmelerinde yüklenici sözleşme kapsamında kalan işleri sözleşmede kararlaştırılan bedelle yapmak zorundadır. Sözleşme kapsamında kalmayan fazla işler yönünden ise iş bedelinin, yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir.
İş bedelinin belirlenmesine yönelik bir düzenlemenin olmadığı eser sözleşmelerinde, eser bedeli yapıldığı somut olayda ikmal edilip teslim edildiği zamandaki serbest piyasa fiyatlarına göre, bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak inceleme sonucu mahkemece belirlenir.