4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 11. maddesinde geçici teminatın irat kaydedilebilmesi için ihaleye teklif veren kişinin ihalelere girmekten men edildiğine ilişkin karar verilmiş olması gerektiği açıklanmıştır. Bu durumda sadece iddianamenin düzenlenmiş olması kanunda tanımlanan yasaklanmış olma koşulunu sağlayamayacağından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamış hükümün bozulması gerekmiştir.
Kural olarak borçlunun direnimi için, borcun muaccel olması yeterli değildir. Borcun muaccel olmasına karşın sözleşmede borcun yerine getirileceği gün belli değilse ayrıca alacaklının ihtarı gerekir. Sözleşme hükümlerine göre borcun yerine getirileceği gün kesin olarak belirlenmiş ya da saptanan bir sürede yerine getirilmesi kararlaştırılmışsa ihtara gerek olmadan direnim durumu gerçekleşir.
İhale ve mal teslim işlemlerinin gecikmesi hizmetin aksamasına, gecikmesine ve dolayısıyla kamunun bundan zarar görmesine neden olur. Bu yüzden bu tür sözleşmelerdeki ceza koşulu nitelendirilirken, idarelerin açıklanan özelliği gözden uzak tutulmamalıdır. İhtar süresi beklenilmişse ceza talebi mümkündür.
Delil sözleşmesine uygun olarak yapılan fesihte ve fesih neticesinde irad kaydedilen teminat tutarı hakkında idare haklıdır. İlgili firma hakkında yasaklılık verilmesi normaldir.
Doğrudan temin yöntemi bir ihale usulü olmadığından dolayı, ihaleye fesat karıştırma suçu doğrudan temin yöntemine göre yapılan alımlar için mümkün değildir.
Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihalenin yapılması ile KDV`yi doğuran olay meydana gelmektedir. Verginin matrahı ancak ihale bedelinin kesinleşmesi ile belirlenebilir. 1993/441 sayılı ihalenin feshi davasının kesinleştiği saptanmadan, KDV`nin alıcı ve alacaklı yönünden ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi istenemez.
Belediyeye ait süreklilik arz eden temizlik, çim biçme gibi bir kısım işlerin zaman yönünden parçalara bölünmek suretiyle, Mali Yılı Bütçe Yasalarında izin verilen pazarlık usulünün ve açık teklif usulünün kapsamına sokulması işleminin taraflara ekonomik bir zarar verip vermediğinin araştırılması ve buna göre karar verilmesi gerekir. 5237 Sayılı Yasanın 257. maddesi ile getirilen; görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, yapılan eylemin "kişilerin mağduriyetlerine veya kamunun zararına neden olması" zorunluluğunun yattığı görülmektedir.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 11. maddesinde geçici teminatın irat kaydedilebilmesi için ihaleye teklif veren kişinin ihalelere girmekten men edildiğine ilişkin karar verilmiş olması gerektiği açıklanmıştır. Bu durumda sadece iddianamenin düzenlenmiş olması kanunda tanımlanan yasaklanmış olma koşulunu sağlayamayacağından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamış hükümün bozulması gerekmiştir.
Kural olarak borçlunun direnimi için, borcun muaccel olması yeterli değildir. Borcun muaccel olmasına karşın sözleşmede borcun yerine getirileceği gün belli değilse ayrıca alacaklının ihtarı gerekir. Sözleşme hükümlerine göre borcun yerine getirileceği gün kesin olarak belirlenmiş ya da saptanan bir sürede yerine getirilmesi kararlaştırılmışsa ihtara gerek olmadan direnim durumu gerçekleşir.
İhale ve mal teslim işlemlerinin gecikmesi hizmetin aksamasına, gecikmesine ve dolayısıyla kamunun bundan zarar görmesine neden olur. Bu yüzden bu tür sözleşmelerdeki ceza koşulu nitelendirilirken, idarelerin açıklanan özelliği gözden uzak tutulmamalıdır. İhtar süresi beklenilmişse ceza talebi mümkündür.
Delil sözleşmesine uygun olarak yapılan fesihte ve fesih neticesinde irad kaydedilen teminat tutarı hakkında idare haklıdır. İlgili firma hakkında yasaklılık verilmesi normaldir.
İş ortaklıklarında ortaklardan birisi hakkında haciz takibi yapılması, iş ortaklığının hakedişleri üzerinde anlam ifade etmez.
Alacaklı cezai şart hakkından açıkça vazgeçmiş veya eseri teslim alırken ihtirazi kayıt bildirmemiş ise cezai şart talep etme hakkını kaybeder.
İfaya ekli cezai şart teslimde itirazi kayıt öne sürülmemişse düşer ve daha sonra talep edilemez.
Doğrudan temin yöntemi bir ihale usulü olmadığından dolayı, ihaleye fesat karıştırma suçu doğrudan temin yöntemine göre yapılan alımlar için mümkün değildir.
Kesin kabul yapılmadığı müddetçe, sözleşme ayaktadır ve sözleşme hükümlerinden faydalanılabilir.
Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihalenin yapılması ile KDV`yi doğuran olay meydana gelmektedir. Verginin matrahı ancak ihale bedelinin kesinleşmesi ile belirlenebilir. 1993/441 sayılı ihalenin feshi davasının kesinleştiği saptanmadan, KDV`nin alıcı ve alacaklı yönünden ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi istenemez.
Belediyeye ait süreklilik arz eden temizlik, çim biçme gibi bir kısım işlerin zaman yönünden parçalara bölünmek suretiyle, Mali Yılı Bütçe Yasalarında izin verilen pazarlık usulünün ve açık teklif usulünün kapsamına sokulması işleminin taraflara ekonomik bir zarar verip vermediğinin araştırılması ve buna göre karar verilmesi gerekir. 5237 Sayılı Yasanın 257. maddesi ile getirilen; görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, yapılan eylemin "kişilerin mağduriyetlerine veya kamunun zararına neden olması" zorunluluğunun yattığı görülmektedir.
İdare elemanlarının da yüklenici yanında müteselsilen sorumlu oldukları miktarlara göre hüküm kurulmalıdır.