İdarelerin sözleşmenin feshinde haklı olması halinde yüklenici açısından herhangi bir hesap yapılmaması gerektiği görüşü bulunsa da, yüklenici tarafından imal edilen işin bedeli yüklenicinin sözleşmenin feshinde haklı ya da haksız olması önemli olmadan hesaplanmalıdır.
Haksız fesihlerde ve işin tasfiyesi yapıldığında irad kaydedilen teminat tutarının da hüküm altına alınması ve hesaplamaya dahil edilmesi gerekir. Teminatın hüküm dışı bırakılması doğru değildir.
Yüklenicinin % 95 seviyesinin üzerinde işi tamamladığı hallerde tasfiye genel hesabı çıkarılmalı, % 95 seviyesinin altında işin tamamlandığı anlaşılır ise, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek gecikme cezasının ifaya ekli nitelikte kabul edilmesi ve fesih kesin hesabı çıkartılarak kesin teminatın iadesi reddedilmelidir.
Feshedilmeyen sözleşmelerde, iş sahibinin sözleşmeden kaynaklanan bir kısım alacaklarına karşılık olarak teminat mektubunu nakde çevirmek istediği, yüklenicinin de yasal hakkını kullanarak tedbir kararı aldırdığı ve dava açtığı, bu sebeple teminat mektubunun nakde çevrilip çevrilemeyeceğinin yargılama sonucunda belli olacak olmasından dolayı, tedbir tarihi ile nakde çevirme tarihi arasında geçen süreye faiz hükmedilmesi doğru değildir.
Sözleşmelerin haksız feshi hallerinde yüklenicilerin kar kayıplarının da hesap edilmesi gerekir. Söz konusu kar kayıplarının hesaplanma yöntemine “Kesinti Yöntemi” adı verilmektedir.
İhale dokümanına aykırı iş yapan yüklenicilere verilen 10 günlük süre feshedilemeyen süre olup bu süre içinde gecikme cezasının uygulanacağı da kabul edildiğinden, davalı iş sahibinin feshedilemeyen bu 10 günlük süre ile ilgili olarak gecikme tazminatı istemesi mümkündür. Feshedilen sözleşmelerde ihtar süresi kadar ceza kesilir.
Sözleşme kapsamında olmayan imalatın yapılmamasından dolayı yükleniciye kusur atfedilemeyeceği, sözleşme kapsamında yapılması gereken işlerin yapılmamasından dolayı da gerekli müeyyidelerin uygulanacağı, bunun belirlenmesi için teknik bilirkişi raporuna ihtiyaç olduğu hk.
Yüklenicinin fesihte kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddi değil, yüklenicinin feshe itirazının olduğu hallerde, sözleşme konusu işlerin hesabının genel hükümlere göre tasfiye edilmesi gerekir. İdarenin yaptığı tasfiye işlemleri yüklenici tarafından kabul edilmezse bu işlemlerin mahkeme tarafından yapılması talep edilebilir.
İfa süresi belirtilmeyen sözleşmelerde mehil tayin edilmek suretiyle yüklenicinin temerrüde düşürülmesi ve ondan sonra sözleşmeyi feshetmesi gerekir. Temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmadığında feshin geçerli olduğundan bahsedilemez.
İhtar yapılmaksızın sözleşmenin feshedilebilmesi mümkün müdür?
Sözleşme imzalandıktan sonra, sözleşmenin Kamu İhale Kurulu kararı üzerine iptal edilmesi halinde firmaya gecikme zammı ödemesi yapılabilir mi?
İdarelerin sözleşmenin feshinde haklı olması halinde yüklenici açısından herhangi bir hesap yapılmaması gerektiği görüşü bulunsa da, yüklenici tarafından imal edilen işin bedeli yüklenicinin sözleşmenin feshinde haklı ya da haksız olması önemli olmadan hesaplanmalıdır.
Haksız fesihlerde ve işin tasfiyesi yapıldığında irad kaydedilen teminat tutarının da hüküm altına alınması ve hesaplamaya dahil edilmesi gerekir. Teminatın hüküm dışı bırakılması doğru değildir.
Yüklenicinin % 95 seviyesinin üzerinde işi tamamladığı hallerde tasfiye genel hesabı çıkarılmalı, % 95 seviyesinin altında işin tamamlandığı anlaşılır ise, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek gecikme cezasının ifaya ekli nitelikte kabul edilmesi ve fesih kesin hesabı çıkartılarak kesin teminatın iadesi reddedilmelidir.
Feshedilmeyen sözleşmelerde, iş sahibinin sözleşmeden kaynaklanan bir kısım alacaklarına karşılık olarak teminat mektubunu nakde çevirmek istediği, yüklenicinin de yasal hakkını kullanarak tedbir kararı aldırdığı ve dava açtığı, bu sebeple teminat mektubunun nakde çevrilip çevrilemeyeceğinin yargılama sonucunda belli olacak olmasından dolayı, tedbir tarihi ile nakde çevirme tarihi arasında geçen süreye faiz hükmedilmesi doğru değildir.
Sözleşmelerin haksız feshi hallerinde yüklenicilerin kar kayıplarının da hesap edilmesi gerekir. Söz konusu kar kayıplarının hesaplanma yöntemine “Kesinti Yöntemi” adı verilmektedir.
İhale dokümanına aykırı iş yapan yüklenicilere verilen 10 günlük süre feshedilemeyen süre olup bu süre içinde gecikme cezasının uygulanacağı da kabul edildiğinden, davalı iş sahibinin feshedilemeyen bu 10 günlük süre ile ilgili olarak gecikme tazminatı istemesi mümkündür. Feshedilen sözleşmelerde ihtar süresi kadar ceza kesilir.
Sözleşme kapsamında olmayan imalatın yapılmamasından dolayı yükleniciye kusur atfedilemeyeceği, sözleşme kapsamında yapılması gereken işlerin yapılmamasından dolayı da gerekli müeyyidelerin uygulanacağı, bunun belirlenmesi için teknik bilirkişi raporuna ihtiyaç olduğu hk.
Yüklenicinin fesihte kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddi değil, yüklenicinin feshe itirazının olduğu hallerde, sözleşme konusu işlerin hesabının genel hükümlere göre tasfiye edilmesi gerekir. İdarenin yaptığı tasfiye işlemleri yüklenici tarafından kabul edilmezse bu işlemlerin mahkeme tarafından yapılması talep edilebilir.
İfa süresi belirtilmeyen sözleşmelerde mehil tayin edilmek suretiyle yüklenicinin temerrüde düşürülmesi ve ondan sonra sözleşmeyi feshetmesi gerekir. Temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmadığında feshin geçerli olduğundan bahsedilemez.
Sözleşmenin 10 günlük feshedilemeyen süre kapsamında gecikme cezasının uygulanması gerektiği ancak 273 gün ceza uygulanmasının mümkün olamayacağı hk.