Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetlerine Yönelik Vergisel Teşvikler (Mali Hukuk Sayı: 171, Mayıs-Haziran 2014)

Mali Yönetim Mali Yönetim ve Kontrol
TÜRKİYE’DE AR-GE FAALİYETLERİNE YÖNELİK VERGİSEL TEŞVİKLER (Mali Hukuk Sayı: 171, Mayıs-Haziran 2014)
Özeti :

Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergisel teşviklerin incelenmesinin yapıldığı bu çalışmada; öncelikle Ar-Ge faaliyetlerine ve Ar-Ge faaliyetlerine yönelik teşviklerin nedenlerine kısaca yer verilmiş ve sonrasında Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergisel teşvikler anlatılmış ve kısa bir değerlendirme yapılmıştır.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

TÜRKİYE’DE AR-GE FAALİYETLERİNE YÖNELİK VERGİSEL TEŞVİKLER (Mali Hukuk Sayı: 171, Mayıs-Haziran 2014)

 

1. GİRİŞ

Günümüzde teknolojik gelişmelerinin ana kaynağını oluşturan araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinin sürüklediği teknolojik değişimler ve yenilik faaliyetleri, verimlilik artışının ve refah düzeyinin yükselmesinin en önemli kaynağı haline gelmiştir. Ancak Ar-Ge faaliyetlerinin bünyesinde taşıdığı çeşitli olumsuzluklar nedeniyle bu faaliyetler genellikle istenen düzeyin altında kalmaktadır. Bu durum aynı zamanda devletlerin Ar-Ge faaliyetlerine müdahale gerekçesini oluşturmaktadır.

Ar-Ge faaliyetlerine yönelik kamusal teşviklerin farklı biçimleri olmaktadır. Söz konusu teşvikler, finansal destekler şeklinde olabildiği gibi vergisel teşvikler biçiminde de olabilmektedir.

 

2. AR-GE’NİN TANIMI

OECD tarafından Ar-Ge ölçütlerini belirlemek ve bu konuda bir standart oluşturmak amacı ile hazırlanıp yayımlanan Frascati El Kitabı’nda Ar-Ge’nin genelkabul gören tanımı şu şekilde yapılmıştır:[1]

“Toplum, kültür ve insan bilgisini de içeren bilimsel ve teknik bilgi birikimini artırmak ve bunu yeni uygulamalarda kullanmak amacıyla sistematik bir temele dayalı olarak yürütülen düzenli ve yaratıcı çalışmalardır.”

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’da Ar-Ge; “Araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları, çevre uyumlu ürün tasarımı veya yazılım faaliyetleri ile alanında bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan, bilimsel ve teknolojik bir belirsizliğe odaklanan, çıktıları özgün, deneysel, bilimsel ve teknik içerik taşıyan faaliyetleri” şeklinde tanımlanmıştır.

 

3. AR-GE FAALİYETLERİNE YÖNELİK TEŞVİKLERİN NEDENLERİ

Ar-Ge faaliyetlerinin önemi herkes tarafından kabul edilmekle birlikte, yapılan çalışmalar Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmemesi durumunda optimal miktarın altında kalacağını göstermektedir. Ar-Ge faaliyetlerinin istenen düzeyde yapılmamasının sebepleri genelde “piyasa başarısızlıkları” olarak adlandırılır[2] ve aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

3.1 Pozitif Dışsallıklar veya Taşmalar

Ar-Ge faaliyeti sonuçlarının firmalara sağlayacağı özel getiri, toplumsal getiriden düşük se­viyede kalmaktadır. Bunun sonucu olarak da özel kesim Ar-Ge harcamaları, toplumsal açıdan optimum seviyenin altında kalmaktadır.[3] Firmaların özel getirisini arttırmak adına her ne kadar patent koruması ve haksız rekabeti önleyici çeşitli düzenlemeler yapılsa da, yine de di­ğer üretim firmaları çok düşük maliyetlerle yeni bilgilere ulaşabilmeleri mümkündür. Kamu müdahalesi, özel getiri ile sosyal getiri arasındaki bu farkı kapatarak, firmaları Ar-Ge faaliyeti yapmaya özendirmeye yöne­lik çeşitli politikaları içermektedir.[4]

3.2 Ar-Geve İnovasyon Sürecinin Bölünmezliği

Ar-Ge ve inovasyon sürecinin, doğası gereği bölünemez oluşu, diğer bir deyişle her projenin özel sektöre getirisi ile toplumsal getirisi önceden kestirilebilir olmayışı, bu alandaki özel sermaye yatırımlarının optimal seviyede tutulmasının önündeki ikinci büyük engeldir. Bu bölünemezlik, sürecin tamamına büyük, sabit masraflar yükler ve her aşama, sürecin diğer aşamalarının risk ve belirsizliklerini de taşır. Finansörler, bu gerekçelerle, aslında her aşaması farklı bir finansman modelinin uygulanmasını gerektiren Ar-Ge ve inovasyon alanına yatırım yapmakta ve hedeflerini belirlemekte zorlanırlar ve sonuçta, büyük bir ihtimalle, toplumsal açıdan gerekli olan optimum düzeyin altında Ar-Ge yatırımı yaparlar. Bu açığın kapatılması gereği, kamu müdahalesinin en önemli nedenlerinden biridir.[5]

3.3 Belirsizlikler ve Riskler

Ar-Ge yatırımları çeşitli bilimsel, teknolojik ve ticari belirsizlikler taşımaktadır. Projenin başarısız olması, bilginin dışarı sızması, projenin meyvelerinin uzun zaman sonra alınacak olması bunlardan başlıcalarıdır. Bu belirsizlik ve riskler özel yatırımları caydırabilir. Bu yüzden özel sektörün yaptığı Ar-Ge optimal düzeyin altında kalabilir.[6]

 

4. 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nda Yer Alan Vergisel Teşvikler

Türkiye’de Ar-Ge’ye yönelik teşvik sistemi oluşturma konusunda yapılan ilk yasal düzenleme 2001 yılında yürürlüğe konulan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunudur. Bu Kanundaki teşvik unsurlarını belirtmeden önce Kanunda geçen bazı kavramların neyi ifade ettiğini belirtmekte fayda vardır.4691 sayılı Kanuna göre;

Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Bölge); Yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, yüksek teknoloji enstitüsü ya da Ar-Ge merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı,

Yönetici Şirket; bu Kanuna uygun ve anonim şirket olarak kurulan, Bölge’nin yönetimi ve işletmesinden sorumlu şirketi,

ifade etmektedir.

4.1 Gelir ve Kurumlar Vergisi İstisnası

4691 sayılı Kanunun 02.03.2011 tarih ve 6170 sayılı Kanunla değişik geçici 2. maddesine göre; yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu Bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31/12/2023 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.

4.2 Gelir Vergisi Stopajı Teşviki

4691 sayılı Kanunun 02.03.2011 tarih ve 6170 sayılı Kanunla değişik geçici 2. maddesine göre; Bölge’de çalışan Ar-Ge ve destek personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri, 31/12/2023 tarihine kadar her türlü vergiden müstesnadır. Muafiyet kapsamındaki destek personeli sayısı Ar-Ge personeli sayısının yüzde onunu aşamamaktadır.

Düzenlemeden, anılan personele çeşitli adlarla yapılan ve ücret olarak değerlendirilecek ödemelerin de (prim, ikramiye vb. ) istisna kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.

4.3 KDV İstisnası

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 05.12.2003 tarih ve 5035 sayılı Kanunla değişik geçici 20’nci maddesine göre; Bölgede faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna olduğu süre içinde sadece bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri de katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Madde hükmünde belirtildiği üzere söz konusu istisnanın uygulanabilmesi için ilgili yazılım tesliminin veya hizmetinin münhasıran bölgede üretilen yazılıma ilişkin olması gerekmektedir.

4.4 Damga Vergisi İstisnası

4691 sayılı Kanuna göre; yönetici şirket, anılan Kanun’un uygulanması ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan ve yapılan işlemlerden dolayı damga vergisi ve harçtan muaftır. Aynı zamanda Bölge’de çalışan Ar-Ge ve destek personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri, 31/12/2023 tarihine kadar damga vergisinden istisnadır.

4.5 Harç İstisnası*

Harçlar Kanunu’nun 59. maddesine göre; organize sanayi, endüstri veya teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan gayrimenkullerin ifraz veya taksim veya birleştirme işlemleri harçtan müstesnadır.

4.6Sigorta Primi Desteği

5746 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre; 4691 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanmaktadır. İşveren hissesi sigorta primi desteğinden yararlanacak olan destek personelinin tam zaman eşdeğer sayısı[7] toplam tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının yüzde onunu aşamamaktadır. 

 

5. 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’da Yer Alan Vergisel Teşvikler

4691 sayılı Kanun ile getirilen yazılım ve Ar-Ge teşviklerinin yeterli seviyede görülmemesi üzerine, önce Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında 2004 yılında yapılan bir değişiklikle Ar-Ge İndirimi düzenlemesi getirilmiş;2008 yılında ise 5746 sayılı Kanun kabul edilmiştir. Bu başlık altında 2001 yılından sonraki vergisel teşvikler açıklanmıştır.

5.1 Ar-Ge İndirimi

Ar-Ge indirimi müessesesi, 5746 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce, 31.07.2004 tarihinde 5228 sayılı Kanun ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (md. 89/1-9) ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda (md. 10/1-a) değişiklik yapılarak yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu düzenlemelerde; mükelleflerin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamalarının %40’ının beyan edilen gelirden indirilmesine olanak sağlanmıştır. 01.04. 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5746 sayılı Kanunun 5. maddesi ile %40 şeklinde olan bu oran %100’e yükseltilerek, mükelleflerin Ar-Ge harcamalarının tamamının ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması sağlanmıştır. Anılan Kanun’un 3. maddesine göre; kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutarlar sonraki hesap dönemlerine devredilmektedir. Devredilen tutarlar, takip eden yıllarda 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre her yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınmaktadır.

5746 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle Ar-Ge indiriminin kapsamı genişletilerek; teknoloji merkezi işletmelerinde[8], Ar-Ge merkezlerinde[9], kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı ile 500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamasının bir önceki yıla göre artışının yarısı,  31/12/2023 tarihine kadar ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere teşvikten yararlanabilmek için belirli bir büyüklükte harcama yapma zorunluluğu yoktur. İndirimden yararlanabilmek için önemli olan harcamanın yeniteknoloji arayışına yönelik faaliyetlerle ilgili ve Kanunda tanımlanan yerlerde yapılmış olmasıdır. Yukarıda sayılan harcamaların Ar-Ge indirimine konu olabilmesi için Ar-Ge ve yenilik faaliyeti kapsamında yapılmış olması gerekir. Bu açıdan Ar-Ge ve yenilik kapsamında değerlendirilebilecek harcamalar; ilk madde ve malzeme giderleri, amortismanlar, personel giderleri, genel giderler, dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetlere yönelik harcamalar, Ar-Ge faaliyeti sırasında ödenen vergi, resim ve harçlardır.

5.2 Gelir Vergisi Stopajı Teşviki

5746 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre; kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülenAr-Ge ve yenilik projelerinde, teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde ve rekabet öncesi işbirliği projelerinde çalışan Ar-Ge ve destek personelinin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretlerinin doktoralı olanlar için yüzde doksanı, diğerleri için yüzde sekseni 31.12.2023 tarihine kadar gelir vergisinden istisna edilmiştir.

Kanun’da Ar-Ge personeli; Ar-Ge faaliyetlerinde doğrudan görevli araştırmacı ve teknisyenleri, destek personeli ise; Ar-Ge faaliyetlerine katılan veya bu faaliyetlerle doğrudan ilişkili yönetici, teknik eleman, laborant, sekreter, işçi ve benzeri personeli ifade etmektedir. Kanun’da destek personeli teşviki için bir sınırlama getirilerek, teşviklerden yararlanacak destek personelinin tam zaman eşdeğeri sayısı, toplam tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının yüzde onunu geçemeyeceği belirtilmiştir.

5.3 Damga Vergisi İstisnası

5746 sayılı Kanun’a göre; Kanun kapsamındaki her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan damga vergisi alınmamaktadır.Burada düzenlenen kağıdın Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine yönelik olması, değerlendirme raporunun olumlu olması kağıtların damga vergisinden istisna olması için yeterlidir.

5.4 Sigorta Primi Desteği

5746 sayılı Kanun’a göre; kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde çalışan Ar-Ge ve destek personelinin, bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısının, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı hüküm altına alınmıştır. Burada da gelir vergisi stopajında olduğu gibi işveren hissesi sigorta primi desteğinden yararlanacak olan destek personelinin tam zaman eşdeğer sayısı toplam tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının yüzde onunu aşamamaktadır.

 

6. 2012/3305 sayılı “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında” Bakanlar Kurulu Kararı’nda yer alan Teşvikler

19/06/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2012/3305 sayılı “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı”nda Ar-Ge faaliyetlerine yönelik teşvikler bulunmaktadır.

Kararname’nin 19. maddesi uyarınca;Ar-Ge yatırımlarının KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti ve faiz desteğinden yararlandırılacağı belirtilmiş; söz konusu yatırımların 6. bölgede gerçekleştirilmesi halinde ilave olarak gelir vergisi stopajı ve sigorta primi desteğinden de yararlandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Bunun yanında Kararnamenin 17. maddesine göre; Ar-Ge projeleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenerek geliştirilen ürünlerin üretimine yönelik yatırımlar öncelikli yatırım konuları olarak değerlendirilmekte ve 5.Bölge için öngörülenbölgeseldestek unsurlarından[10] yararlanabilmektedir. Söz konusu teşviklerden faydalanmak için Ar-Ge projesi olduğunun Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kabul edilmiş ve Ar-Ge desteğinin verilmiş olması yeterli olup, miktarının ve bölgesinin önemli olmadığı anlaşılmaktadır.

 

7. DEĞERLENDİRME

Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergi teşvik sistemi temel olarak Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunları üzerine kurulmuştur. Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri Ar-Ge harcamalarının tamamını kurumların faaliyet alanına, büyüklüğüne ve tam veya dar mükellef olup olmadığına bakılmaksızın ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapabilmektedir. Bunun yanında 2008 yılında 5746 sayılı Kanun ile getirilen, ücretlere yönelik gelir vergisi stopajı ve sigorta prim desteği de önemlidir. 2012/3305 sayılı Kararname ile Ar-Ge vergi teşvik sisteminin genel teşvik sistemi ile uyumlu hale geldiği söylenebilir. Bu yönleriyle AB ülkeleri ile kıyaslandığında aslında çok geride olmayan bir Ar-Ge teşvik sistemimiz olduğunu söylemek mümkündür. AB Komisyonunun hazırladığı Yenilik Birliği Rekabet Raporu 2011’e (InnovationUnionCompetitiveness Report 2011) göre 2000-2009 döneminde arasında Ar-Ge harcamalarını yıllık yüzde 10’dan fazla artıran Türkiye, bu alanda Avrupa’da en hızlı büyüme oranını yakalayan dördüncü ülke olmuştur.[11] Burada AB ülkeleri arasında miktar itibariyle yakalanan ivmenin oransal olarak da yakalanması önemlidir.

Bununla birlikte5746 sayılı Kanun’un “Ar-Ge merkezi” tanımında belirtilen “en az 50 tam zaman eşdeğer personeli istihdam etme” kıstasının mevcut Türkiye koşullarına uymadığını belirtmek gerekir.Çünkü ülkemizdeki üretim işletmeleri küçük ve orta büyüklükteki işletmelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla söz konusu kıstasın toplam personel sayısının belli bir oranı şeklinde belirlenmesi günün ekonomik şartlarına daha uygun olacaktır. Bu sayede Kanunun getirdiği teşviklerden daha geniş bir kesimin faydalanması söz konusu olacak, yurt çapında yaygınlaştırılması sağlanacaktır.

Sonuç olarak, Türkiye’nin uluslararası düzeyde daha iyi rekabet edebilmesi ve bunu sürdürebilmesi için, teknolojik bilgi üreten, bu bilgiyi hem ürün ve üretim süreçlerine aktarabilen, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artmasını teşvik edecek bir vergi teşvik sisteminin bulunması önem arz etmektedir.

 

8. SONUÇ

Ar-Ge faaliyetleri özel sektör için önemli bir unsur olmakla birlikte istenilen düzeyde yapılamamaktadır. Özel kesimce yeterli düzeyde gerçekleşmemesi nedeniyle Ar-Ge faaliyetlerinin devletçe desteklenmesi gereğinin altında yatan temel sebep ise “piyasa başarısızlığı” denen olguya dayanmaktadır. Bu olgu piyasada yeterince Ar-Ge faaliyeti gerçekleştirilmesini engellemektedir. Bu amaçla devlet, özel sektörü yeterli Ar-Ge faaliyeti gerçekleştirmesi için bazı destek mekanizmaları ile teşvik etmeye çalışmaktadır. Bu destek mekanizmalarından bir tanesi de vergi teşvikleridir.

Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerine yönelik ilk yasal düzenleme 2001 yılında yürürlüğe konulan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunudur. 4691 sayılı Kanunla getirilen destek unsurlarının yeterli görülmemesi üzerine, 2004 yılında yapılan bir değişiklikle Ar-Ge İndirimi düzenlemesi getirilmiş ve Ar-Ge harcamalarının %40’ının beyan edilen matrahtan düşürülmesine imkan tanınmıştır. Daha sonra 2008 yılında 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Hakkında Kanun yürürlüğe konulmuş ve bu Kanunla; Ar-Ge Vergi İndirimi, Gelir Vergisi Stopajı Teşviki, Damga Vergisi İstisnası gibi teşvik unsurları getirilmiştir. Ayrıca Ar-Ge harcamalarına yönelik %40’lık indirim oranı %100’e yükseltilmiştir. Yapılan düzenlemelerden ülkemizde Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergi teşvik sisteminin temel olarak Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunları üzerine kurulduğu ve AB ülkeleri ile kıyaslandığında çok geride olmayan bir Ar-Ge vergi teşvik sistemimiz olduğu söylenebilir.

Bununla birlikte 5746 sayılı Kanun’un “Ar-Ge merkezi” tanımında belirtilen “en az 50 tam zaman eşdeğer personeli istihdam etme” kıstasının mevcut Türkiye koşullarına uymadığını belirtmek gerekir.Çünkü ülkemizdeki üretim işletmeleri küçük ve orta büyüklükteki işletmelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla söz konusu kıstasın toplam personel sayısının belli bir oranı şeklinde belirlenmesi günün ekonomik şartlarına daha uygun olacaktır. Bu sayede Kanunun getirdiği teşviklerden daha geniş bir kesimin faydalanması söz konusu olacak, yurt çapında yaygınlaştırılması sağlanacaktır.

 

 

KAYNAKÇA

CAN, Fatih; “Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetlerine Yönelik Destekler”, Vergi Sorunları, Yıl: 34, Sayı: 268, Ocak 2011.

GUELLEC, Dominic, POTTELSBERGHE de la POTTERİE, Brunovan;  “DoesGovermentSupportStimulatePrivate R&D?”, OECD, EconomicStudies, No. 29, 1997/II. (Çevrimiçi) http://www1.oecd.org/eco/productivityandlongtermgrowth/2733427.pdf, 02.11.2012.

GÜNAYDIN, İhsan, CAN, Fatih; “Dünyada ve Türkiye’de Ar-Ge Vergi Teşvikleri”, Vergi Dünyası, Sayı: 318, Şubat 2008.

OECD; Frascati Kılavuzu: Araştırma ve Deneysel Geliştirme Taramaları İçin Önerilen Standart Uygulama, (TÜBİTAK Desteğiyle Türkçe Çevrilmiş Baskısı), 2002.

TÜBİTAK, Yenilik Birliği Rekabetçilik Raporunda UBTYS 2011-2016, (Çevrimiçi) http://www.tubitak.gov.tr/tr/duyuru/yenilik-birligi-rekabetcilik-raporunda-ubtys-2011-2016, Erişim: 21.01.2014.

TÜSİAD, Ulusal İnovasyon Sistemi: Kavramsal Çerçeve, Türkiye İncelemesi ve Ülke Örnekleri, Yayın No. TÜSİAD-T/2003/10/362, İstanbul, Ekim 2003.

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

2012/3305 sayılı “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında” Bakanlar Kurulu Kararı

31.07.2008 Tarih ve 26953 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliği”

 

 

[1]OECD, Frascati Kılavuzu: Araştırma ve Deneysel Geliştirme Taramaları İçin Önerilen Standart Uygulama, (TÜBİTAK Desteğiyle Türkçe Çevrilmiş Baskısı), 2002, s. 30.

[2] Fatih Can, “Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetlerine Yönelik Destekler”, Vergi Sorunları, Yıl: 34, Sayı: 268, Ocak 2011, s. 201.

[3]DominicGuellec, BrunovanPottelsberghe de la Potterie,  “DoesGovermentSupportStimulatePrivate R&D?”, OECD, EconomicStudies, No. 29, 1997/II, s. 96. (Çevrimiçi) http://www1.oecd.org/eco/productivityandlongtermgrowth/2733427.pdf, 02.11.2012.

[4] Can, a.g.m., s. 202.

[5] TÜSİAD, Ulusal İnovasyon Sistemi: Kavramsal Çerçeve, Türkiye İncelemesi ve Ülke Örnekleri, Yayın No. TÜSİAD-T/2003/10/362, İstanbul, Ekim 2003, ss. 231-232.

[6] İhsan Günaydın, Fatih Can, “Dünyada ve Türkiye’de Ar-Ge Vergi Teşvikleri”, Vergi Dünyası, Sayı: 318, Şubat 2008, s. 8.

*Cebri ve yasal bir ödeme olması, para şeklinde, gerçek ve tüzel kişilerden alınması yönleriyle vergiye benzeyen; bununla birlikte karşılığının bulunması sebebiyle de vergiden ayrılan harçlar ve sigorta primleride bu çalışmanın kapsamına dahil edilmiştir.

[7]Ar-Ge Merkezleri için bir tam zaman eşdeğer bir kişi/ay olarak hesaplanır. Bir günde 8, haftada 45 saatin üzerindeki ve ek çalışma süreleri bu hesaplamada dikkate alınmaz.

[8]Araştırma Geliştirme, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı Uygulama Esaslarına göre Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER): Yeni ürün/hizmet ve üretim teknolojilerini geliştiren işletmelerin ve girişimcilerin, Ar-Ge ve inovasyon ile endüstriyel uygulama faaliyetlerine destek sağlamak amacıyla üniversiteler, araştırma merkezleri ve diğer kurum/kuruluşlar ile yapılan işbirliği protokolleri kapsamında KOSGEB tarafından kurulan veya kurdurulan merkez olarak tanımlanmaktadır.

[9]5746 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre Ar-Ge Merkezi: Dar mükellef kurumların Türkiye’deki işyerleri dahil, kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan sermaye şirketlerinin; organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurtiçinde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan ve en az elli tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimleri ifade eder.

[10]Bölgesel teşvik uygulamalarında yer alan destek unsurları; KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi ve faiz desteği şeklindedir.Söz konusu yatırımın 6. bölgede yer alması halinde bu destek unsurlarına ilave olarak gelir vergisi stopajı ve sigorta primi desteği de bulunmaktadır.

[11]TÜBİTAK, Yenilik Birliği Rekabetçilik Raporunda UBTYS 2011-2016, (Çevrimiçi) http://www.tubitak.gov.tr/sid/468/cid/25339/index.htm;jsessionid=F5765DBE0A70482230EFBCCF43A61924, Erişim: 21.01.2014.