Taşeron İşçilerin Kadro Taleplerinin Hangi Yasal Prosedürler Çerçevesinde Ele Alınacağı Hakkında

Sosyal Güvenlik - Personel Personel Mevzuatı
Taşeron İşçilerin Kadro Taleplerinin Hangi Yasal Prosedürler Çerçevesinde Ele Alınacağı Hakkında
Özeti :

Taşeron işçilerin kadro talepleri uzun zamandır Türkiye gündeminde. Söz konusu taleplerin hagni mevzuat hükümleri ile bağlantılı olduğu ve sürecin hangi mevzuatlar çerçevesinde ele alınacağı yeterli olarak ele alınmamaktadır.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

Taşeron İşçilerin Kadro Taleplerinin Hangi Yasal Prosedürler Çerçevesinde Ele Alınacağı Hakkında

Taşeron işçilerinin kadro talebinin kabulünde, mevcut yasal düzenlemelerin engel teşkil ettiği malumdur. Şöyle ki;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4 üncü maddesinde, kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği; 5 inci maddesinde de, dört istihdam şekli dışında personel çalıştırılamayacağı öngörülmektedir. Uygulamada kadro ifadesi, memur ve sürekli işçiyi kapsamakta olup, diğer istihdam türleri için pozisyon ifadesi kullanılmaktadır.

Yine, 657 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında kadrosuz memur çalıştırılamayacağı hükme bağlanmış; bu Kanuna tâbi kurumlarda çalıştırılan memurların sınıflarının gösterildiği 36 ncı maddesinde “yardımcı hizmetler sınıfına” da yer verilmiş olup, 657 sayılı Kanun kapsamındaki bir hizmet sınıfında yer almanın temel şartının, bu Kanun’un 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasının atıfta bulunduğu Genel Kadro Kanunu kapsamında bir kadroyu işgal etmek olduğu ise tartışmasızdır.

Yine, mezkûr Kanun’un 50 nci maddesinde; “Devlet kamu hizmet ve görevlerine Devlet memuru olarak atanacakların açılacak Devlet memurluğu sınavlarına girmeleri ve sınavı kazanmaları şarttır. Sınavların yapılmasına dair usul ve esaslar ile sınava tabi tutulmadan girilebilecek hizmet ve görevler ve bunların tabi olacağı esaslar Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir genel yönetmelikle düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.

18/3/2002 târihli ve 2002/3975 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kabul edilerek 3/5/2002 tarihli ve 24744 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde ise; "Adayların öncelikle bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılacak KPSS’ye girmeleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının belirleyeceği bir taban puanın üzerinde KPSS puanı almış olmaları şarttır." hükmü yer almaktadır.

Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbi memur olarak istihdam edilmek isteyenlerin, öncelikle Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS)’na katılmaları ve sınav sonucuna göre aldıkları puan doğrultusunda (A) grubu kadrolar için kamu kurum ve kuruluşlarının; (B) grubu kadrolar için ise Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığının ilanlarını takip ederek, bu kamu kurum ve kuruluşlarına veya ÖSYM Başkanlığına başvuruda bulunmaları gerekmektedir.

Kezâ, 20/07/1983 târihli ve 18110 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Daimi Kadrolarına İlk Defa İşçi Olarak Alınacaklar Hakkında Uygulanacak Sınav Yönetmeliği ile de İş Kanunlarının uygulandığı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına, işçi olarak alınacaklara uygulanacak sınavlarla ilgili esaslar belirlenmiş olup; genel ve katma bütçeli dairelerin daimi kadrolarına ilk defa işçi olarak alınacaklar bu Yönetmelik kapsamında tutulmuştur. Yönetmelik hükümlerine göre de; Kamu kurum ve kuruluşlarının vasıflı, vasıfsız, daimi, geçici işçi ihtiyaçlarını iş kolu, meslek pozisyonu, öğrenim, iş tecrübesi, ücret, sosyal yardımlar, yaş, cinsiyet gibi ayrıntılarla sınavın yapılacağı yer ve saati yazılı olarak İş ve İşçi Bulma Kurumuna bildirmek ve işçilerini Kurumca gönderilenler arasından almak zorunluluğu bulunmaktadır. Kurumca gönderilmemiş olanlar sınava alınmamaktadır.

14/12/1983 târihli ve 18251 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bu KHK kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadroların ihdası, iptâli ve kullanılmasına dâir esas ve usûller düzenlemekte ve bu KHK’ye ekli cetvellerde yer almayan kadro unvanlarının kullanımı mümkün bulunmamaktadır. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları KHK’ye ekli cetvellerden (I) sayılı Cetvelde, merkez ve taşraya ait olmak üzere iki ayrı bölümde düzenlenmiştir.

Bu minvalde mezkûr KHK’nın “Kadroların ihdası” başlıklı 6 ncı maddesinde; “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin (a) ve (b) bendlerinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının kadroları kanunla ihdas edilir.

Bakanlıklarca merkez ve taşra kuruluşları itibariyle ayrı ayrı hazırlanan kadro teklifleri incelenmek üzere, Devlet Personel Dairesi ile Maliye ve Gümrük Bakanlığına gönderilir. İlgili Bakanlıkça bu kuruluşların görüşleri aynen eklenerek hazırlanacak kanun taslağı Başbakanlığa sunulur.

Kadro ihdasını öngören kanun taslaklarına eklenecek kadro cetvellerinin hazırlanmasında ve tutulan kadroların serbest bırakılma işlemlerinde kalkınma planları ve yıllık programlara dayanılarak yapılacak iş analizleri ve Devlet Personel Dairesince hazırlanarak Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelik esas alınır.” hükmü;

“Kadroların serbest bırakılması” başlıklı 7 nci maddesinde; “Bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin tutulan kadro sütununda gösterilen kadrolar, serbest bırakma işlemleri tamamlanıncaya kadar kullanılmaz.

Kurum ve kuruluşlara kanunlarla verilmiş bulunan görevlerin gerektirdiği kadrolar Maliye ve Gümrük Bakanlığı ile Devlet Personel Dairesinin görüşleri de eklenerek ilgili Bakanlığın teklifi üzerine ve Bakanlar Kurulunca serbest bırakılabilir.

(Değişik üçüncü fıkra: 11/10/2011-KHK-662/77 md.) Herhangi bir yıla ilişkin serbest bırakma teklifleri, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Serbest bırakma işlemleri, ilgili malî yılbaşından itibaren geçerli olmak üzere bir önceki malî yıl sonuna kadar sonuçlandırılır.” hükmü yer almaktadır.

Kadro ihdası; kurumu, teşkilatı, sınıfı, unvanı ve derecesi belirtilmek üzere yeni bir kadronun usulüne uygun olarak mevcut hale getirilmesidir. Kadro ihdası mevcut kadro sayısında artış sonucunu doğurur. İhdasına ihtiyaç duyulan kadrolar tespit edilerek Devlet Personel Başkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığının görüşüne sunulur. Olumlu görüşü alındıktan Başbakanlığa sunulan “kadro ihdası” talebi Başbakanlıkça hükümet teklifi olarak TBMM’ne sevk edilir, Mecliste görüşülerek kabul edilen kadrolar Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer. Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığından vize ettirilen kadroların ihtiyaç duyulan yerlere tahsisi yapılır.

Ayrıca, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Sürekli ve Geçici İşçi Kadro ve Pozisyonları” başlıklı 11 inci maddesinde;

“Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamına giren kuruluşların,

a) Kanunla ve milletlerarası anlaşmalarla veya yıllık programlarla kurulması veya genişletilmesi öngörülen atölye, şantiye, fabrika ve çiftlik gibi işçi istihdamı zorunlu olan hizmet birimleri için ihtiyaç duyacakları sürekli işçi kadrolarını mevcut kadrolarından karşılarlar. Mevcut işçi kadrolarının bu birimlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına kafi gelmemesi halinde, Devlet Personel Dairesinin görüşü üzerine Maliye ve Gümrük Bakanlığınca yeni birimlerin norm kadrolarını aşmamak üzere, bütçe imkanları gözönünde bulundurularak uygun görülebilecek kısmı kadar sürekli işçi kadrosu vize edilebilir.

b) Vize edilmiş bulunan sürekli işçi kadroları Devlet Personel dairesinin görüşü üzerine Maliye ve Gümrük Bakanlığınca başka unvanlı sürekli işçi kadroları ile değiştirilebilir. Birimler arası veya kuruluşlar arası aktarmalarda da aynı usule uyulur.

c) Yukarıdaki fıkralar hükümleri uyarınca Maliye ve Gümrük Bakanlığınca vize edilen cetvellerin bir örneği, ilgisine göre Sayıştay Başkanlığına veya Yüksek Denetleme Kuruluna gönderilir.

d) (Ek:1/7/2006-5538/37 md.) Vize edilmiş sürekli işçi kadrolarından boş olanların açıktan atama amacıyla kullanılması, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca yükümlü oldukları engelli ve eski hükümlü işçi atamaları hariç Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığının iznine tâbidir. (Ek cümle: 29/6/2012-6338/5 md.) Engelli ve eski hükümlü işçi atamaları, izleyen ayın sonuna kadar Maliye Bakanlığına ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bu kadroların boş olanlarından Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca uygun görülenler Başbakan onayı ile iptal edilir.

Bu vize işlemi yapılmaksızın sürekli işçi çalıştırılamaz ve ödeme yapılamaz.” hükmü yer almaktadır.

Görüldüğü üzere, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, sürekli işçi istihdam edilebilecek durumları sayarak sınırlamıştır. Bunlar, Kanunla ve milletlerarası anlaşmalarla veya yıllık programlarla kurulması veya genişletilmesi öngörülen atölye, şantiye, fabrika ve çiftlik gibi işçi istihdamı zorunlu olan hizmet birimleri için ihtiyaç duyulan sürekli işçi kadrolarıdır.

Diğer taraftan, 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında zikredilen; “(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak;

a) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya,

b) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya, hak kazanamazlar.” hükmü uyarınca, ihale sözleşmesi çerçevesinde yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmalarına dayanarak, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına atanmaya hak kazanamamaktadırlar.

Ayrıca, Anayasa’nın 128 inci maddesinde; Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği; memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği hükmü amirdir.