Sayıştay Kanununun Kamu Mali Yönetimine Getirdikleri, Dış Denetim

Mali Yönetim Mali Yönetim ve Kontrol
Sayıştay Kanununun Kamu Mali Yönetimine Getirdikleri, Dış Denetim
Özeti :

Parlamento tarafından hükümete verilen halktan vergi toplama ve harcama olanağının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanıp kullanmadığının denetimi tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de parlamento adına denetim yapan Sayıştay tarafından gerçekleştirilecektir. Yargısal yetkilere haiz, Başbakanlık, bakanlık veya TBMM’ye bağlı, ilişkili veya ilgili bir kurum olmayan ülkemizin bağımsızlık açısından en üst konumundaki anayasal bir kamu kurumu olan Sayıştay’ın bu görevleri yerine getirebilecek önemli ve doğal ayrıcalığı bulunduğu yadsınamaz bir gerçektir.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

6085 SAYILI SAYIŞTAY KANUNU’NUN GENEL OLARAK KAMU MALİ YÖNETİM VE KONTROL SİSTEMİMİZE GETİRDİKLERİ (Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin 2011 yılı 66. Sayısından Alınmıştır.)

GİRİŞ

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun 68’nci maddesinde dış denetimden sorumlu kurum olan Sayıştay tarafından yapılacak dış denetimin amacının genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin malî faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine raporlanması olarak belirtilmiştir.

Aynı maddenin son fıkrasında “Dış denetim ve hesapların hükme bağlanmasına ilişkin diğer hususlar ilgili kanununda düzenlenir.” hükmü yeni kamu mali yönetim ve kontrol sistemimizdeki dış denetim sürecinin ayrıntılarının Sayıştay Kanununda düzenleneceği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ya 832 sayılı Sayıştay Kanununda 5018 sayılı Kanunu’nun öngördüğü değişiklikler gerçekleştirilmeli ya da yeni bir Sayıştay Kanununun oluşturulması elzem idi.

Kamu mali yönetimi ve kontrol sistemindeki dış denetimin amaçlandığı gibi işlememesindeki en büyük kaynak olan kanun değişikliği gereksinimi 19.12.2010 tarihli ve 27790 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6085 sayılı “Sayıştay Kanunu’nun” ile birincil mevzuata ilişkin olarak giderilmiş bulunmaktadır. Bu yazımızda yeni Sayıştay Kanunu’nda kamu idarelerimizi ilgilendiren temel hususlara yer verilecektir

SAYIŞTAY’IN (DOLAYISIYLA PARLAMENTONUN) DENETİM ALANI GENİŞLEMİŞTİR

2003 yılında yürürlüğe giren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda Sayıştay genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin dış denetim ve raporlamasından sorumlu tek kurum olarak belirtilmiş idi.[1]

Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, mahalli idareler ve sosyal güvenlik kurumları olarak 3’e ayrılmıştır.

  1. a) Merkezi Yönetim Kapsamındaki Kamu İdareleri: Bu idareler kendi arasında 3’e ayrılmaktadır.

1- Genel Bütçeli Kamu İdareleri[2]: Devlet tüzel kişiliğine dahil olan TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay, Başbakanlık ve diğer tüm bakanlıklar, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı…

2- Özel Bütçeli Kamu İdareleri[3]: Bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen Yükseköğretim kurulu, ÖSYM, tüm devlet üniversiteleri, TODAİE, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, Karayolları Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü…

3- Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar[4]: Özel kanunlarla kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan tüm kurumlar: SPK, BDDK, EPDK, KİK…

  1. b) Mahalli İdareler: Yetkileri belirli bir coğrafi alan ve hizmetlerle sınırlı olarak kamusal faaliyet gösteren belediye, il özel idaresi ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları veya üye oldukları birlik ve idareler
  2. c) Sosyal Güvenlik Kurumları: Sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu ve İş-Kur Genel Müdürlüğü

Görüleceği üzere 5018 sayılı Kanun ile 1050 sayılı Kanunda Sayıştay denetiminde yer almayan bir çok kurum Sayıştay denetimine girmiştir. Ancak yine de kamu kaynağı kullanan Kamu İktisadi Teşekkülleri, Belediye Şirketleri ve kamu kaynağı kullanan fonlar Sayıştay denetimi ve dolayısıyla parlamento denetimi dışında kalmıştır. İşte bu eksikliği gideren 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 4’üncü maddesinde Sayıştay’ın denetim alanı belirtilmiştir.

“1- a) Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarını, mahallî idareleri, sermayesindeki kamu payı doğrudan veya dolaylı olarak % 50’den fazla olan özel kanunlar ile kurulmuş anonim ortaklıkları (% 50’den az olması halinde ortaklık hakları yönüyle), diğer kamu idarelerini (kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç),

  1. b) (a) bendinde sayılan idarelere bağlı veya bu idarelerin kurdukları veya doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak ortak oldukları her çeşit idare, kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketleri (kamu payının yarıdan az olması halinde ortaklık hakları yönüyle),
  2. c) Kamu idareleri tarafından yapılan her türlü iç ve dış borçlanma, borç verilmesi, borç geri ödemeleri, yurt dışından alınan hibelerin kullanımı, hibe verilmesi, Hazine garantileri, Hazine alacakları, nakit yönetimi ve bunlarla ilgili diğer hususları; tüm kaynak aktarımları ve kullanımları ile Avrupa Birliği fonları dahil yurt içi ve yurt dışından sağlanan diğer kaynakların ve fonların kullanımını,

ç) Kamu idareleri bütçelerinde yer alıp almadığına bakılmaksızın özel hesaplar dahil tüm kamu hesapları, fonları, kaynakları ve faaliyetlerini, denetler.

(2) Sayıştay; yapılan andlaşma veya sözleşmedeki esaslar çerçevesinde uluslararası kuruluş ve örgütlerin hesap ve işlemlerini de denetler.

(3) 2/4/1987 tarihli ve 3346 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesi kapsamına giren kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi, bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilir.”

Madde metninde de görüleceği üzere Sayıştay’ın denetim alanı neredeyse tüm kamu kaynaklarını kullanan idareleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ile Sayıştay:

- 5018 sayılı Kanunda belirtilen merkezi bütçe kapsamındaki kamu idareleri, mahalli idareler ve sosyal güvenlik kurumlarını,

- Bu kamu idarelerine bağlı veya bu idarelerin kurdukları veya doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak ortak oldukları her çeşit idare, kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketleri (Örneğin Mahalli İdare Birlikleri, Belediye Şirketleri veya genel yönetim kapsamındaki kurumların şirketleri SGK için Emek İnşaat, Milli Savunma Bakanlığına bağlı veya dolaylı olarak ortak oldukları şirketler)

- Yurt içi ve yurt dışından sağlanan tüm kaynakların ve fonların kullanımını,

- Kamu idareleri bütçelerinde yer alıp almadığına bakılmaksızın özel hesaplar dahil tüm kamu hesapları, fonları, kaynakları ve faaliyetlerini, denetler.

- Yapılan andlaşma veya sözleşmedeki esaslar çerçevesinde uluslararası kuruluş ve örgütlerin hesap ve işlemlerin,

- KİT’ler (Ziraat Bankası, Halkbank, Merkez Bankası, TRT, …)

denetleyebilecektir.

Ayrıca eski Sayıştay Kanunu’nda askeri harcamalara yönelik olarak özellikle taşınır, fabrika ve müessese gibi denetim dışı bırakılan alanlar yeni Sayıştay Kanunu’nda yer almamaktadır. Böylece parlamento tarafından hükümete verilen halktan vergi toplama ve harcama olanağının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanıp kullanmadığının denetimi tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de parlamento adına denetim yapan ülkemiz Sayıştay’ı tarafından gerçekleştirilecektir.

SAYIŞTAY TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLECEK DENETİM TÜRLERİ VE ESASLARI KANUNLA BELİRTİLMİŞTİR

Sayıştay tarafından gerçekleştirilecek denetimler 6085 sayılı Kanunu’nun 36’ncı maddesinde belirtilmiştir. Kanundaki düzenleme uyarınca Sayıştay denetimi, düzenlilik denetimi ve performans denetimini kapsamaktadır.

1.1.1. Düzenlilik denetimi:

Düzenlilik denetimi 6085 sayılı Kanunun 2’nci maddesindeki düzenleme doğrultusunda mali denetim ve uygunluk denetimini kapsamaktadır. Bu iki denetim beraber yürütülür.

Uygunluk denetimi kamu idarelerinin gelir, gider ve malları ile bunlara ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığının tespitidir. Uygunluk denetimi Sayıştay tarafından idarelerimizde yıllardır gerçekleştirilen denetimdir. Bu denetimde Sayıştay denetçilerince kamu idaresi hesapları incelenir. Bu incelemelerde mahalli idarelerin gelir, gider ve malları ile bunlara ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığı araştırılır ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’nci maddesinde düzenlenen kamu zararı doğrultusunda Sayıştay denetçilerince bir husus tespit edilirse, Sayıştay denetçileri kamu zararına sebebiyet veren ve kamu zararının oluştuğu ödeme emri evrakındaki sorumluların yazılı olarak açıklamalarını ister. Sorumlular kendilerine gelen Sayıştay sorgularını 30 gün içersinde yazılı olarak cevaplamak zorundadırlar. Sayıştay denetçileri sorgularına verilen cevaplar doğrultusunda yargılamaya esas rapor düzenlerler. Bu rapor Sayıştay dairelerince yargılanır ve sonuç olarak Sayıştay dairesince;

  1. a) Kamu zararının sorumlulardan tazminine veya beraatine hükmedilir.
  2. b) Araştırılması ve incelenmesi gerekli hususlar ilgili idaresine bildirilir.
  3. c) Suç unsuru taşıyan konular hakkında Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulur.

Mali denetim ise kamu idarelerinin mali rapor ve tablolarının, bunlara dayanak oluşturan ve ihtiyaç duyulan her türlü belgelerin değerlendirilerek, bunların güvenilirliği ve doğruluğu hakkında görüş bildirilmesi, mali yönetim ve iç kontrol sistemlerinin değerlendirilmesi, suretiyle gerçekleştirilir.

Sayıştay denetçilerince yargılamaya esas rapor sadece 5018 sayılı genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri için düzenlenebilecektir. Burada şöyle bir soru oluşabilir. Örneğin 5018 sayılı Kanun kapsamında olmayan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin şirketlerinde nasıl bir düzenlilik denetimi gerçekleştirilecektir? Sayıştay denetçilerince bu şirketlerde mali denetim ve uygunluk denetimi gerçekleştirilecek; bu denetimler sonucunda Sayıştay denetçilerince düzenlilik denetim raporu düzenlenecek ancak yargılamaya esas rapor düzenlenmeyecektir. Sayıştay denetçilerince hazırlanacak düzenlilik denetim raporları Sayıştay dairelerince tarafından görüşülecektir. Ancak Sayıştay dairelerince sorumluların hesap ve işlemlerinden kamu zararına yol açan hususları kesin hükme bağlanamayacaktır. Buna rağmen Sayıştay daireleri suç duyurusunda bulunulması gereken hususlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunabilecektir. Ayrıca tespit edilen hususlara yönelik olarak mahalli idarelerin şirketlerinin yönetim kuruluna ve diğer kamu idarelerine gereğinin yapılması için bildirimde bulunacaklardır.

1.1.2. Performans Denetimi

Performans denetimi; hesap verme sorumluluğu çerçevesinde kamu idarelerince belirlenen hedef ve göstergelerle ilgili olarak faaliyet sonuçlarının ölçülmesi suretiyle gerçekleştirilir. Bu denetimler sonucunda denetimle ilgili olan veya denetimden kaynaklanan ve açıklanması gerekli görülen diğer hususlar da rapor edilebilecektir. Sayıştay bu denetimde kamu idarelerin stratejik planlarında yer alan hedef ve göstergelerin, performans programları ve bütçelerinde yer verdikleri performans ölçümlerine uygunluğunu değerlendirerek faaliyet raporlarında istenen hedeflere ulaşıp ulaşmadıklarını inceleyecek ve parlamentoya raporlayacaktır.

  1. SAYIŞTAY’IN T.B.M.M.’YE ÜRETECEĞİ RAPORLAR VE BU RAPORLARIN MECLİSTE GÖRÜŞÜLME USULÜ BELİRLENMİŞTİR

5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun Dış Denetim Kurumu olan Sayıştay’a yüklediği görev denetim ile sınırlı değildir. Sayıştay’ın bir diğer görevi kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli olarak kullanılıp kullanılmadığı Meclise rapor üretmesidir. 5018 sayılı Kanun ve yeni Sayıştay Kanunu doğrultusunda Sayıştay’ın parlamentoya bir sunması kanuni zorunluluk taşıyan raporlara ilişkin bilgilere aşağıda kısaca yer verilmektedir. Bu raporlar sırasıyla;

  1. a) Genel Uygunluk Bildirimi:[5]

Genel Uygunluk Bildirimi Sayıştay’ın düzenli olarak TBMM’ye ürettiği ve yeni sistemde de üreteceği bir rapordur. Genel Uygunluk Bildirimlerinde kesin hesap kanunu tasarısında yer alan merkezi yönetim bütçe kanunu uygulama sonuçları, kamu idare hesapları esas alınarak saptanan sonuçlarla karşılaştırılmakta; bu karşılaştırmada bunların uygunluk derecesiyle birlikte kamu idare hesaplarını oluşturan mali rapor ve tablolar ile kesin hesap kanunu tasarısı ekinde yer alan cetvel ve belgelerin güvenilirliği ve doğruluğu da değerlendirilmektedir.

  1. b) Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu:[6]

Bu rapor kanaatimce Sayıştay’ın TBMM’ye sunacağı en kritik rapordur. Bu rapor ile Sayıştay kamu idarelerinde gerçekleştirdiği düzenlilik ve performans denetim sonucu kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ,verimli ve hukuka uygun olarak kullanıp kullanmadığına yönelik elde ettiği bulguları sunacaktır. Böylece ülkemizin kamu mali yönetiminin fotoğrafını bağımsız bir kurum olarak gözler önüne sermiş olacaktır.

  1. c) Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu:[7]

Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından gönderilen idare faaliyet raporları, İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan mahallî idareler genel faaliyet raporu ve Maliye Bakanlığınca hazırlanan genel faaliyet raporu ilgili denetim grup başkanlıklarınca denetim sonuçları da dikkate alınarak değerlendirilip meclise sunulacaktır.

  1. d) Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu:[8]

Bu raporda Sayıştay bir yıla ait malî istatistikleri izleyen yılın Mart ayı içinde; Hazırlanma, Yayımlanma, Doğruluk, Güvenilirlik ve önceden belirlenmiş standartlara uygunluk bakımından değerlendirilecek, TBMM ve Maliye Bakanlığına gönderecektir.

  1. e) Diğer Raporlar:

Sayıştayların görev alanı ile ilgili her konuyu parlamentolara raporlayabilme yetkisine sahip olması uluslararası standartların bir gereğidir. Yukarıda belirttiğimiz raporların konuları ve içeriği sınırlıdır oysaki Sayıştayın görev alanı ile ilgili herhangi bir konuda rapor hazırlama ve bu raporları ilgili yerlere gönderme yetkisinin de olması Sayıştay’ın raporlama kapasitesini arttıracaktır.

Bu doğrultuda Sayıştay Kanunu’nun 42’nci maddesinde diğer raporlarının denetim ve incelemeler sonucunda hazırlanan yukarıda belirtilen raporlar dışında kalan raporlar olduğu ve bu raporların ilgili daire ve Rapor Değerlendirme Kurulu Sayıştay Başkanı tarafından belirlenen süreler içinde bu raporlar hakkında görüş bildireceği ve Sayıştay Başkanının, bu raporları Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağı veya ilgili kamu idaresine göndereceği hüküm altına alınmıştır.[9]

 

 

4.2.1.Sayıştay Raporlarının Parlamentoda Görüşülmesi:

Sayıştay tarafından hazırlanan raporların etkin bir şekilde değerlendirilmesi ve sonuçlarının alınması ancak etkin bir parlamenter kontrol ile mümkün olabilmektedir. Sayıştay Kanunu’nun 38’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında Sayıştay tarafından parlamentoya sunulacak raporların nasıl görüşüleceği düzenlenmiştir. Bu hükme göre dış denetim genel değerlendirme raporu, faaliyet genel değerlendirme raporu ve 6085 sayılı Kanunun 42 nci maddesinde belirtilen diğer raporların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasına ilişkin olarak kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüşeceği; bu görüşmelere Sayıştay Başkanı veya denetimden sorumlu başkan yardımcısı ile kamu idarelerinin üst yönetici veya görevlendireceği yardımcısının ilgili bakanla birlikte katılması zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.

  1. SAYIŞTAY’IN YETKİLERİ AYRINTILARI İLE BELİRTİLMİŞTİR:

Sayıştay’ın yetkileri 6085 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinde düzenlenmektedir. Bu madde deki düzenleme uyarınca;

- Sayıştay, bu Kanunla veya diğer kanunlarla yüklendiği görevlerin yerine getirilmesi sırasında kamu idareleri ve görevlileriyle doğrudan yazışmaya, gerekli gördüğü belge, defter ve kayıtları göndereceği mensupları aracılığıyla görmeye, mallar hariç dilediği yere getirtmeye, sözlü bilgi almak üzere her derece ve sınıftan ilgili memurları çağırmaya, kamu idarelerinden temsilci istemeye yetkilidir.

- Sayıştay, denetimine giren işlemlerle ilgili her türlü bilgi ve belgeyi, kamu idareleri ile bankalar dahil diğer gerçek ve tüzel kişilerden isteyebilir.

- Sayıştay, denetimine giren kamu idarelerinin işlemleriyle ilgili kayıtları, eşya ve malları, işleri, faaliyetleri ve hizmetleri görevlendireceği mensupları veya bilirkişiler tarafından yerinde ve işlem ve olayın her safhasında incelemeye yetkilidir. Bilirkişinin hukuki durumu, yetkisi ve sorumluluğu genel hükümlere tabidir.

- Sayıştay, kamu idarelerinin hesap, işlem ve faaliyetleri ile mallarını, hesap veya faaliyet dönemine bağlı olmaksızın yılı içinde veya yıllar itibariyle denetleyebileceği gibi sektör, program, proje ve konu bazında da denetleyebilir.

- Denetimler sırasında gerekli görülmesi halinde, Sayıştay dışından uzman görevlendirilebilir.

  1. SAYIŞTAY’A KARŞI SADECE HARCAMA YETKİLİSİ DEĞİL KAMU KAYNAĞININ KULLANILMASINDA TÜM YETKİLİLER SORUMLU TUTULMUŞTUR.

Günümüze kadar Sayıştay denetimleri ağırlıklı olarak hukukilik denetimini içerdiğinden daha çok muhasebe birimi denetimi ve harcama yetkililerinin imzaladığı ödeme emri belgesi üzerinden gerçekleştirilmekte idiydi. Ancak 6085 sayılı Kanun sorumlular ve sorumluluk hallerine ilişkin düzenlemelerine bakıldığında; 5018 sayılı Kanun paralelinde sorumlular sadece muhasebe birimi ve harcama yetkileri değil kamu kaynağının kullanılmasına tüm görevliler olarak ele almıştırç

5.1. Genel Sorumluluk Halleri:

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nda 7’nci maddesinde genel olarak sorumluluk ve sorumluluk halleri belirtilmektedir. Bu madde deki düzenleme uyarınca:

- Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar; kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur. Bu sorumluluğun yerine getirilip getirilmediği Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulacak Sayıştay raporlarında belirtilir. Kamu zararına sebep olunan durumlar ise bu zararın tazminine ilişkin hükme bağlama işlemi ile sonuçlandırılır.

- Sorumlular; mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile illiyet bağı kurularak oluşturulan ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte tazmin ile yükümlüdür.

- Usulüne uygun biçimde görevlendirilmediği halde kendiliğinden veya verilen emir üzerine gelirleri tahakkuk ettiren, toplayan, harcayan ve bu işlemleri onaylayanlar, malları muhafaza eden ve idare edenlerle her türlü mali iş ve işlemleri yürütenlerin işlemleri bir hesaba dahil edilmediği takdirde, sorumluluk bu kişiler hakkında da uygulanır. Bu durum yöneticilerin yazılı emirleri üzerine meydana gelmiş ise sorumluluğa yöneticiler de ortak olur.

5.2. Hesapların verilmesi, muhasebe birimlerinin ve muhasebe yetkililerinin bildirilmesi

Sayıştay Kanunu 8’nci maddesindeki düzenlemeler uyarınca kanun kapsamındaki kamu idarelerinin hesapları, muhasebe yetkilileri tarafından hazırlanarak üst yöneticiler veya görevlendirdiği harcama yetkilileri ile muhasebe yetkilileri tarafından denetime hazır bekletilir veya Sayıştayın bildireceği yere gönderilir. Bu hesaplara ilişkin ve mevzuatına uygun olarak tutulan defter, kayıt ve belgelerden Sayıştaya sunulacak olanların çeşitleri, verilme yeri, süresi ve usulleri Sayıştay tarafından belirlenecektir. Önümüzdeki günlerde bu konuya ilişkin Sayıştay tarafından açıklama yapılması gerekmektedir.

Hesapların verilmemesinden doğan sorumluluk, hesapların Sayıştay tarafından istendiği tarihte görev başında bulunan muhasebe yetkilisi ile üst yönetici veya görevlendirdiği harcama yetkilisine aittir.

Sayıştay denetimine tabi kamu idareleri her hesap yılı başında muhasebe birimlerini, muhasebe yetkililerinin ad ve soyadlarını Sayıştaya bildirmekle yükümlüdür. Yıl içinde yapılan değişiklikler, değişiklik tarihinden itibaren en geç bir ay içinde aynı şekilde Sayıştaya bildirilmesi gerekmektedir.

2.4.4. Kamu İdarelerinin ve görevlilerinin sorumluluğu ve müeyyidesi

Kamu idarelerinin ve görevlilerinin sorumlulukları şüphesiz sadece muhasebe birimlerinin ve ilgili kamu idaresi hesap, iş ve işlemlerinin Sayıştay’a bildirilmesi ile bitmemektedir. Sayıştay Kanunu’nun 9’ncu maddesi kamu idareleri ve görevlilerinin sorumluluğunu düzenlemekte ayrıca bu sorumluluklarını yerine getirmeyen sorumlular için müeyyideler öngörmektedir. Aşağıda bu düzenlemelere yer verilmiştir.

- Sorumlular veya diğer ilgililer, Sayıştay denetçilerin isteyecekleri bilgi, kayıt ve belgeleri vermeye, işlem, faaliyet ve malların fiili ve fiziki durumlarını geciktirmeksizin göstermeye mecburdurlar.

- Sorumlular veya diğer ilgililerce verilemeyen veya gösterilemeyen belgeler ilgili kamu idaresinden istenir. Sorumlular veya diğer ilgililer belgelerin asıllarını ve aslı gösterilemeyen belgelerin ikinci nüshalarını göstermek zorundadır.  

- Kamu idareleri ve görevlileri, denetim ve inceleme ile görevlendirilmiş olanlara her türlü hesap, bilgi, belge ve kayıtları ibraz etmek, işlem, faaliyet ve malların fiili ve fiziki durumlarının görülmesini sağlamak, görevin düzenli olarak yapılmasını sağlayacak tedbirleri almak ve her türlü yardım ve kolaylığı göstermek zorundadır.

Bu düzenlemeler kamu idarelerinin ve görevlilerinin sorumluluklarıdır. Aynı madde de bu sorumlulukları yerine getirmeyenler hakkında müeyidelere de yer verilmiştir:

- Sorumluların Aylıklarının Yarım Olarak Ödenmesi :

 

Hesabı Sayıştay Kanunu hükümlerine göre zamanında ve tam olarak vermeyen sorumlular veya diğer ilgililer ile Sayıştay denetimine giren kamu idareleri görevlilerinden, denetleme ve yargılama sırasında, istenilen her çeşit bilgi, belge ve defterleri vermeyen ve denetleme ve yargılamayı güçleştirenlerin aylıkları, Sayıştayın istemi üzerine ilgili kamu idaresince, hesabı veya istenen bilgi, belge ve defterleri eksiksiz verinceye kadar yarım olarak ödenecektir.

- Soruşturma ve Ceza Kovuşturması:

Yarım aylık kesilmeye başlandığı tarihten itibaren muhasebe yetkilileri en çok üç ay, diğer görevliler ise Sayıştayca belli edilen süre içinde yine hesabı veya istenilen bilgi, belge ve defterleri vermez veya denetleme ve yargılamayı güçleştiren sebepleri ortadan kaldırmazlarsa, bu defa ilgili kamu idarelerince mevzuatındaki usule göre görevden uzaklaştırılarak haklarında gerekli soruşturma veya kovuşturma yapılır.

Yukarıdaki hükümlere uymayanlar ile Sayıştay’ın yetkilerini kullanmasının gereklerini haklı bir sebebe dayanmaksızın tam olarak ve zamanında yerine getirmeyen ilgililer hakkında Sayıştayın istemi üzerine disiplin veya ceza kovuşturması yapılır.

Aynı madde deki düzenleme uyarınca ilgili kamu idareleri bu madde hükümlerinin uygulanış ve sonucu hakkında Sayıştaya bilgi vermeye zorunludur. Ayrıca son olarak söyleyeceğimiz bir hususta Sayıştay ilamlarının infazını izlemeyen ve gereklerini yerine getirmeyen başta üst yönetici ve diğer sorumlular hakkında da bu hükümlerin uygulanacağıdır. Düzenlenen müeyyidelere dikkat edildiğinde Kanun koyucunun bu konuda kamu idaresine takdir hakkı bırakmayarak emredici bir hükümler düzenlendiği görülmektedir. Dolayısıyla Bu hükme aykırı hareket edenler Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci madde hükmü doğrultusunda görevi kötüye kullanma suçunu işlemiş sayılacaklardır.

  1. SONUÇ

Demokrasinin ortaya çıkması ile birlikte devleti yöneten veya yönetenlerin harcamalarının denetimi ilk olarak parlamentoların bir komisyonu tarafından gerçekleştirilirken zamanla bu harcamaların çeşitlenmesi ve devletlerin görev alanının genişlemesi ile bu komisyon görevini etkin olarak gerçekleştiremez hale gelmiştir. İşte bu noktada parlamentoda ülkeyi yönetenlerin kamu kaynaklarını nasıl harcadıklarının denetimini gerçekleştirecek uzman kişilere ihtiyaç duyulmuştur. Zamanla bu kişilerin sayısı ve işlevlerinin artması ile kurumsallaşmışlardır. Böylece yüksek denetim kurumları veya ülkemizdeki adı ile Sayıştaylar oluşmuştur.

Ülkemiz Sayıştay’ı 150 yıllık uzun bir mazisi bulunan ve tarihimizdeki ilk Anayasa metni olan Kanun-i Esasi ve diğer anayasalarımızda görev ve yetkileri belirtilen Anayasal bir kurumdur. İlk kurulduğunda da yargısal yetkilere haiz olan Sayıştay denetim ve raporlama dışında sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamasından dolayı bir hesap mahkemesidir.

832 sayılı eski Sayıştay Kanunu’ndaki bir takım eksikliklerin yeni Sayıştay Kanunu ile düzeltildiği görülmektedir. Bu değişiklikler kısaca şöyle özetlenebilir:

Sayıştay hemen hemen kamu kaynağı kullanan tüm kamu idarelerinde denetim yapma yetkisi ile görevlendirilmiştir.

Sayıştay sadece muhasebe birimini ve değil kanun kapsamındaki kamu idarelerini denetleme yetkisine kavuşmuştur. Böylece sadece harcama yetkilileri ve muhasebe yetkisi değil; Bakan, üst yönetici ve tüm kamu görevlilerinin Sayıştay’a karşı sorumlulukları doğmuştur.

Sayıştay sadece denetim ile sorumlu tutulmamıştır. Denetim sonuçlarını parlamentoya sunma görevi de yüklenmiş bu raporların mecliste görüşülme usul ve esaslara bağlanmıştır.

6085 sayılı Kanun’un bu artılarının yanında bazı eksiklikleri olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. İlk olarak performans denetiminin tanımı performans ölçümüne indirgenmiştir. İkinci olarak Sayıştay yargılamasında birer mali savcı olarak hareket eden Sayıştay denetçilerine bizzat temyiz başvurusunda bulunma hakkı verilmemiştir. Ayrıca Sayıştay ilamlarının infazına yönelik olarak yeni bir sistem getirilmemiştir. Kanaatimce Sayıştay ilamlarına ilişkin kesin çözüm tüm Merkez Bankaları veya Ziraat Bankalarında açılacak Sayıştay hesabına ilamların yatırılmasını sağlamak ve çeşitli periyotlar halinde bu tutarın bütçeye aktarılması ile sağlanacaktır.

Sonuç olarak parlamento tarafından hükümete verilen halktan vergi toplama ve harcama olanağının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanıp kullanmadığının denetimi tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de parlamento adına denetim yapan Sayıştay tarafından gerçekleştirilecektir. Yargısal yetkilere haiz, Başbakanlık, bakanlık veya TBMM’ye bağlı, ilişkili veya ilgili bir kurum olmayan ülkemizin bağımsızlık açısından en üst konumundaki anayasal bir kamu kurumu olan Sayıştay’ın bu görevleri yerine getirebilecek önemli ve doğal ayrıcalığı bulunduğu yadsınamaz bir gerçektir.

 

[1] 2005 yılı sonunda Anayasa’nın 160’ncı maddesinde bu düzenlemeye paralel bir değişikliğe gidilerek Sayıştay’ın merkezi bütçe kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları, mahalli idareler bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevli olduğu anayasal zemine kavuşturulmuştur.

[2] 5018 sayılı Kanuna ekli I sayılı cetvelde sayılmaktadır.

[3] 5018 sayılı Kanuna ekli I sayılı cetvelde sayılmaktadır.

[4] 5018 sayılı Kanuna ekli III sayılı cetvelde sayılmaktadır.

[5] 5018 sayılı Kanunun 48’nci; 6085 sayılı Kanunun 41’nci maddesinde düzenlenmektedir.

[6] 5018 sayılı Kanunun 42’nci; 6085 sayılı Kanunun 38’inci maddesinde düzenlenmektedir.

[7] 5018 sayılı Kanunun 41’inci; 6085 sayılı Kanunun 39’nci maddesinde düzenlenmektedir.

[8] 5018 sayılı Kanunun 54’inci; 6085 sayılı Kanunun 40’nci maddesinde düzenlenmektedir.

[9] Hilmi Bahadır BARÇIN, Sayıştay Tarafından Meclise Üretilecek Raporlar ve Raporlama Sürecine İlişkin Sorunlar, Mali Hukuk Dergisi, Sayı: 151, Ocak- Şubat 2011