Risk Odaklı Denetim ve Muhasebe Yetkilisinin Etkisi

Mali Yönetim Mali Yönetim ve Kontrol
Risk Odaklı Denetim ve Muhasebe Yetkilisinin Etkisi
Özeti :

Kamu harcamalarının boyutu ve harcamacı birimlerin fazlalığı mevcut denetim faaliyetlerinin etkili biçimde ve tam anlamıyla yürütülmesini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, süreçte yer alan aktörlerden muhasebe yetkililerinin riskli alanların belirlenmesinde yeni bir rol üstlenmesi üzerine bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

RİSK ODAKLI DENETİM ANLAYIŞI KAPSAMINDA MUHASEBE YETKİLİSİNİN İŞLEVİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME (MALİ HUKUK SAYI: 153, MAYIS-HAZİRAN 2011)

 

ÖZET

Günümüzde kamu harcamalarının milli gelir içindeki payının yüksekliği bu harcamaların ekonomik büyüme ve istikrar bağlamında önemini daha da artırmaktadır. Kamu harcamalarının boyutu ve harcamacı birimlerin fazlalığı mevcut denetim faaliyetlerinin etkili biçimde ve tam anlamıyla yürütülmesini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, süreçte yer alan aktörlerden muhasebe yetkililerinin riskli alanların belirlenmesinde yeni bir rol üstlenmesi üzerine bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. 

 

1. Giriş:

Bu çalışmada; mali mevzuat alanımızda yer alan denetim fonksiyonları üzerinde durularak geçmişten günümüze bir bakıma ön denetim fonksiyonu icra eden muhasebe yetkililerinin denetiminin etkinleştirilmesi ve işlevselliği üzerine bir değerlendirme yapılamaya çalışılacaktır.

 

2. Mali Yönetim Sistemimizde Harcama Süreci ve Denetimi:

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile düzenlenen mali yönetimimiz daha önceki sistemden farklı bir sorumluluk anlayışı belirlemekte olup her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesi, kullanılması, muhasebeleştirilmesi, raporlanması ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olması ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermesi ilkesi esas alınmıştır.

Mali yönetim sistemimizde harcama yapılması genel hatları itibariyle iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşama yüklenmeye girişilmesidir. Yüklenme, usulüne uygun olarak düzenlenmiş sözleşme esaslarına veya kanun hükmüne dayanılarak iş yaptırılması, mal veya hizmet alınması karşılığında geleceğe yönelik bir ödeme yükümlülüğüne girilmesidir. İkinci aşama ise giderin gerçekleştirilmesidir. Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Bu süreçte yer alan görevliler gerçekleştirme görevlileri olup harcama yetkilisi tarafından ödeme emri belgesinin düzenlemekle görevli olan gerçekleştirme görevlileri ve süreçte yer alan diğer işlemleri yapmakla görevli olan gerçekleştirme görevlileri olmak üzere ikiye ayrılabilirler. Gerçekleştirme görevi harcama talimatı ile başlayıp işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması işlemlerini de içine alan bir süreçtir.

Kamu mali yönetimi sistemimizin anayasası olan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda[1] mali denetim fonksiyonu genel hatlar itibariyle iki ana unsur üzerine konumlandırılmaya çalışılmıştır.

Ana denetim unsurlarından ilki olan iç denetim; kamu idaresinin çalışmalarına değer katmak ve geliştirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip yönetilmediğini değerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla yapılan bağımsız, nesnel güvence sağlama ve danışmanlık faaliyeti olarak tanımlanmış olup, bu faaliyetler, idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile malî işlemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla ve genel kabul görmüş standartlara uygun olarak gerçekleştirilmesi esası temel alınmıştır. [2]

İç denetim faaliyetinin amacı aşağıdaki biçimde sıralanabilir: [3]

à İç denetim faaliyeti; kamu idarelerinin faaliyetlerinin amaç ve politikalara, kalkınma planına, programlara, stratejik planlara, performans programlarına ve mevzuata uygun olarak planlanmasını ve yürütülmesini; kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını; bilgilerin güvenilirliğini, bütünlüğünü ve zamanında elde edilebilirliğini sağlamayı amaçlar. İç denetim faaliyeti sonucunda, kamu idarelerinin varlıklarının güvence altına alınması, iç kontrol sisteminin etkinliği ve risklerin asgarîye indirilmesi için kamu idaresinin faaliyetlerini olumsuz etkileyebilecek risklerin tanımlanması, gerekli önlemlerin alınması, sürekli gözden geçirilmesi ve mümkünse sayısallaştırılması konularında yönetime önerilerde bulunulur.

à İç denetim, nesnel güvence sağlamanın yanında, özellikle risk yönetimi, kontrol ve yönetim süreçlerini geliştirmede idarelere yardımcı olmak üzere bağımsız ve tarafsız bir danışmanlık hizmeti sağlar. Danışmanlık hizmeti, idarenin hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve işlem süreçlerinin sistemli ve düzenli bir biçimde değerlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik önerilerde bulunulmasıdır.

à Nesnel güvence sağlama, kurum içerisinde etkin bir iç denetim sisteminin var olduğuna; kurumun risk yönetimi, iç kontrol sistemi ve işlem  süreçlerinin etkin bir şekilde işlediğine; üretilen bilgilerin doğruluğuna ve tamlığına; varlıklarının korunduğuna; faaliyetlerin etkili, ekonomik, verimli ve mevzuata uygun bir şekilde gerçekleştirildiğine dair, kurum içine ve kurum dışına yeterli güvencenin verilmesidir.

Kamu idarelerinin yurt dışı ve taşra dahil tüm birimlerinin işlem ve faaliyetleri, risk esaslı denetim plan ve programları kapsamında sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla uluslarası denetim standartlarına uygun olarak iç denetime tabi tutulur.

İç denetim aşağıda belirlenen alanları kapsar: ([4])

  • Kamu idaresinin iç kontrol sisteminin yeterliliği ve etkinliğinin incelenmesi ve değerlendirilmesi,
  • Risk yönetimi için öneriler geliştirilmesi ile risk değerlendirme ve risk yönetim metotlarının uygulama ve etkinliğinin incelenmesi,
  • Kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını sağlama amaçlı performans değerlendirmelerinin yapılması ve idarelere önerilerde bulunulması,
  • İdarenin faaliyet ve işlemlerinin mevzuata, belirlenen hedef ve politikalara uygunluğunun denetlenmesi,
  • Muhasebe kayıtları ile mali tabloların, doğruluğu ve güvenilirliğinin incelenmesi,
  • Üretilen bilgiler ile kamuoyuna açıklanan her türlü rapor, istatistik ve mali tabloların doğruluğu, güvenilirliği ve zamanındalığının sınanması,
  • Elektronik bilgi sistemi ve e-Devlet hizmetlerinin yönetim ve sistem güvenilirliğinin gözden geçirilmesi,

İç denetim aşağıda belirlenen uygulamalardan bir ya da bir kaçı veya hepsi esas alınmak suretiyle gerçekleştirilebilir. ([5])

  • Uygunluk denetimi: Kamu idarelerinin faaliyet ve işlemlerinin ilgili kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer mevzuata uygunluğunun incelenmesidir.
  • Performans denetimi: Yönetimin bütün kademelerinde gerçekleştirilen faaliyet ve işlemlerin planlanması, uygulanması ve kontrolü aşamalarındaki etkililiğin, ekonomikliğin ve verimliliğin değerlendirilmesidir.
  • Mali denetim: Gelir, gider, varlık ve yükümlülüklere ilişkin hesap ve işlemlerin doğruluğunun; mali sistem ve tabloların güvenilirliğinin değerlendirilmesidir.
  • Bilgi teknolojisi denetimi: Denetlenen birimin elektronik bilgi sistemlerinin sürekliliğinin ve güvenilirliğinin değerlendirilmesidir.
  • Sistem denetimi: Denetlenen birimin faaliyetlerinin ve iç kontrol sisteminin; organizasyon yapısına katkı sağlayıcı bir yaklaşımla analiz edilmesi, eksikliklerinin tespit edilmesi, kalite ve uygunluğunun araştırılması, kaynakların ve uygulanan yöntemlerin yeterliliğinin ölçülmesi suretiyle değerlendirilmesidir.

İkinci ana denetim unsuru olan dış denetim ise; Sayıştay tarafından harcama sonrasında yapılır. Harcama sonrası dış denetimin amacı, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin malî faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara,  kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine raporlanmasıdır.         

Dış denetim sırasında, kamu idarelerinin iç denetçileri tarafından düzenlenen raporlar, talep edilmesi halinde Sayıştay denetçilerinin bilgisine sunulur.  

Kamu mali yönetim sistemimizde başlıca denetim unsurları yukarıda açıklandığı şekilde belirlenmiş olmakla birlikte kamu harcamalarının kontrolünde daha geniş bir mekanizmayı ifade eden iç kontrol sistemi mali yönetim sistemimize dahil edilmiştir.

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda hüküm altına alınan iç kontrol sistemi idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, malî bilgi ve yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere idare tarafından oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan malî ve diğer kontrolleri içerecek ve mali sistemin tamamını içine alacak şekilde oluşturulmaya çalışılmıştır.

Yukarıda belirtildiği gibi iç kontrolün bir parçası olan ön mali kontrol; idarelerin yönetim sorumluluğu çerçevesinde, harcama birimleri ve malî hizmetler birimi tarafından yerine getirileceği belirlenerek ön malî kontrol sonucunda uygun görüş verilip verilmemesi, danışma ve önleyici niteliği haiz olup, malî karar ve işlemlerin harcama yetkilisi tarafından uygulanmasında bağlayıcı olmayacağı, malî karar ve işlemlerin ön malî kontrole tâbi tutulması ve ön malî kontrol sonucunda uygun görüş verilmiş olması, harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.

Malî hizmetler biriminde yapılacak ön malî kontrolde malî karar ve işlemler, kontrol edilmek üzere malî hizmetler birimine gönderilir. Malî hizmetler birimince kontrol edilen işlemler hakkında görüş yazısı düzenlenir ve ilgili birime gönderilir. Ön malî kontrol sonucunda yazılı görüş düzenlenmesi halinde bu yazılı görüşler ayrıntılı, açık ve gerekçeli olmak zorundadır. Malî hizmetler biriminin görüş yazısı ilgili işlem dosyasında saklanır ve bir örneği de ödeme emri belgesine eklenir.

Harcama birimlerinde süreç kontrolü yapılır. Süreç kontrolünde, her bir işlem daha önceki işlemlerin kontrolünü içerecek şekilde tasarlanır ve uygulanır. Malî işlemlerin yürütülmesinde görev alanlar, yapacakları işlemden önceki işlemleri de kontrol ederler.

Yüklenmeye girişilmesi giderin gerçekleştirilmesi ve ön mali kontrol sürecinden sonra alınan mal veya hizmet ile yaptırılan işin karşılığı olan bedelin ödenmesi aşamasına geçilmekte olup bu aşama muhasebe birimlerinde muhasebe yetkililerinin sorumluluğu altında yerine getirilmektedir.

 

3. Risk Odaklı Denetim:

Risk esaslı denetim, kamu idarelerinin faaliyetlerindeki risklerin tanımlanmasını, seviyelerinin ölçülmesini, kontrol süreçlerinin değerlendirilmesini ve yüksek risk içeren alanlara denetim önceliğinin verilmesini öngörür. Risk esaslı denetimde amaç; riskli alanlara yoğunlaşarak, iç kontrol süreçlerinin etkinlik düzeylerinin arttırılmasında yönetime yapılan katkının üst seviyeye çıkarılmasıdır. Denetimin risk esaslı olarak yapılması, risklerin ve işlem süreçlerinin tanımlanmasını gerektirir. Kurumların risklerinin değerlendirilmesinde risk matrislerinden yararlanılır.[6]  

Risk odaklı olarak yapılan denetimde amaç, geçmiş hataların belirlenmesi, belirli bir işlem veya kişi bazlı olmaktan ziyade denetlenen birimin daha iyi yönetilmesi olarak açıklanabilir.

Denetim işlevi için kullanılan kaynaklarında etkili ve verimli kullanılabilmesi, denetimin daha etkin bir biçimde ve kendi içinde tekrara düşmeyecek bir şekilde planlanabilmesi için işlem ve süreçlerin önem derecelerine göre belirlenmesi gerekmektedir.

Risk odaklı denetimde denetim planlaması denetim önceliklerine, işlem ve süreçlerin risk derecelerine ve denetim kaynaklarının belirlenen en riskli alanlardan başlanılması esası üzerine yapılır.

Bu şekilde belirlenen denetim programı ile denetim kapsamına ilişkin risklerin tanımlanması, mevcut iç kontrol mekanizmasının gözden geçirilmesi ve risklerin giderilmesine yönelik uygulamalarının geliştirilmesi hedeflenir.

Risk esaslı denetim yaklaşımıyla; denetimin pro-aktif olarak yürütülmesi, denetim kaynaklarının idarenin risk profiline göre en yüksek risk içeren alanlarda kullanılmasının sağlanması, risk profilindeki değişimlerin sistematik olarak düzenli izlenmesi ve kamu yönetiminde riskleri esas alan bir kurumsal yapının oluşturulması amaçlanmaktadır.[7]

 

4. Muhasebe Yetkilileri:

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm malî işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemlerinin yürütülmesinde görevli olan kişiler Muhasebe Yetkilisi olarak tanımlanmıştır.

Muhasebe Yetkilisi Adaylarının Eğitimi, Sertifika Verilmesi İle Muhasebe Yetkililerinin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik’e[8] göre muhasebe yetkilisinin görev ve yetkileri şu şekilde belirlenmiştir.

a) Gelirleri ve alacakları ilgili mevzuatına göre tahsil etmek, yersiz ve fazla tahsil edilenleri ilgililerine iade etmek.

b) Giderleri ve borçları hak sahiplerine ödemek.

c) Para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetleri almak, saklamak ve ilgililere vermek veya göndermek.

d) Yukarıdaki bentlerde sayılan işlemlere ve diğer mali işlemlere ilişkin kayıtları usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutmak, mali rapor ve tabloları her türlü müdahaleden bağımsız olarak düzenlemek.

e) Gerekli bilgi ve raporları, Bakanlığa, hizmet verilen ilgili kamu idaresinin harcama yetkilisi ile üst yöneticisine ve yetkili kılınmış diğer mercilere muhasebe yönetmeliklerinde belirtilen sürelerde düzenli olarak vermek.

f) Vezne ve ambarların kontrolünü ilgili mevzuatında öngörülen sürelerde yapmak.

g) Muhasebe hizmetlerine ilişkin defter, kayıt ve belgeleri ilgili mevzuatında belirtilen sürelerle muhafaza etmek ve denetime hazır bulundurmak.

h) Muhasebe yetkilisi mutemetlerinin hesap, belge ve işlemlerini ilgili mevzuatında öngörülen zamanlarda denetlemek veya muhasebe yetkilisi mutemedinin bulunduğu yerdeki birim yöneticisinden kontrol edilmesini istemek.

ı) Hesabını kendinden sonra gelen muhasebe yetkilisine devretmek, devredilen hesabı devralmak.

j) Muhasebe birimini yönetmek.

k) Diğer mevzuatla verilen görevleri yapmak.

Anılan yönetmelikte muhasebe yetkilisinin sorumlulukları ise;

a) Bu Yönetmeliğin 23 üncü maddesinde sayılan hizmetlerin zamanında yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından,

b) Mutemetleri aracılığıyla aldıkları ve elden çıkardıkları para ve parayla ifade edilen değerler ile bunlarda meydana gelen kayıplardan,

c) Ön ödeme ile kesin ödemelerin yapılması ve ön ödemelerin mahsubu aşamalarında ödeme emri belgesi ve eki belgelerin usulünce incelenmesi ve kontrolünden,

d) Yersiz ve fazla tahsil edilen tutarların ilgililerine geri verilmesinde, geri verilecek tutarın, düzenlenen belgelerde öngörülen tutara uygun olmasından,

e) Ödemelerin, ilgili mevzuatın öngördüğü öncelik sırası da göz önünde bulundurularak, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre yapılmasından,

f) Rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, kendinden önceki muhasebe yetkilisinden hesabı devralırken göstermediği noksanlıklardan,

g) Muhasebe yetkilisi mutemetlerinin hesap, belge ve işlemlerini ilgili mevzuata göre kontrol etmekten,

h) Yetkili mercilere hesap vermek

olarak belirlenmiştir.

 

5. Harcama Sürecinde Muhasebe Yetkililerinin Riskli Alanların Belirlenmesindeki Fonksiyonu:

Son günlerde mali sistem ile ilgili olarak tartışılmakta olan mali kural ile ekonomik ve mali sistemimizde yeni bir düzenleme amaçlanmaktadır.

Mali Kural uygulaması ile genel yönetim açığı kavramı daha da önem kazanmaktadır.        Bu açıdan kamu harcamalarının disiplini daha da önemli bir hale gelmektedir. Mali kural uygulaması kamu açıkları ve borç yükünün sürdürülebilir seviyelerde tutulması amacı ile, maliye politikasına olan güvenin piyasalar ve kamuoyu nezdinde güçlendirilmesi ve artan güven ve kredibiliteyle beraber risk priminin ve borçlanma maliyetlerinin azaltılmasına önemli katkı sağlayacak ve kamu mali yönetiminin modernleştirilmesi alanında tamamlayıcı rol üstlenecektir.

Söz konusu düzenlemede de belirtildiği üzere kamu açıklarının disiplini gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, kamu mali dengesinin önemli bir parçası olan kamu giderleri ve bunların denetimi üzerinde daha fazla durulması gereken bir konu olmaktadır.

Genel ekonomi içinde kamu harcamalarının payı ve harcamacı birimlerin fazlalığı ile birlikte denetimin kapsamı dikkate alındığında harcama süreci içindeki denetim mekanizmasının önemi daha da artmaktadır.

Bu açıdan sistem içindeki unsurlar yeni roller tanımlayarak sistemin işlerliğini daha iyi hale getirmek amacıyla kamu mali yönetim sistemimizde 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun yürürlüğe girmeden önceki mevzuata uygunluk denetimi yapan ve bu alanda ciddi bir birikime sahip olan muhasebe yetkililerinin söz konusu yetkinliğinin değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Yukarıda kısaca özetlenen kamu harcama süreci ve sürecin denetiminde muhasebe yetkililerinin bilgi ve deneyimine dayalı olarak belirlenecek bir rolün hem risk odaklı denetim yaklaşımı doğrultusunda riskli alanların belirlenmesinde hem de iç ve dış denetim başta olmak üzere denetim kaynaklarının etkili ve verimli olarak kullanılmasına olumlu yönde katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, kamu harcama sürecinde iç kontrolün içinde yer alan ön mali kontrol süreci harcama yetkililerinin vermiş olduğu harcama talimatını ve dolayısıyla harcamanın gerçekleştirilmesini etkilememektedir.

Ön malî kontrol sonucunda verilecek görüş danışma ve önleyici nitelikte olup, malî karar ve işlemlerin harcama yetkilisi tarafından uygulanmasında bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Ayrıca malî karar ve işlemleri üzerinde yapılacak ön malî kontrol ve ön malî kontrol sonucunda verilecek uygun görüş harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.

İç Kontrol ve ön mali kontrol sisteminde yer alan bu uygulamaya benzer bir uygulama ile muhasebe yetkililerinin giderin ödenme aşamasında tespit edecekleri hususları belirlenecek ayrı bir format ile raporlamaları esasına dayandırılabilir. Yapılan tespitleri içeren raporun bir örneğinin Sayıştay’a verilecek yönetim dönemi hesabı ile birlikte Sayıştay’a gönderilmesi, bir örneğinin de muhasebe biriminde muhafaza edilmesi sağlanabilir. Bu suretle elde edilecek sonuçlar Sayıştay tarafından yapılacak dış denetim faaliyetlerinde, iç denetçiler tarafından yapılacak iç denetim faaliyetlerinde ve diğer denetim faaliyetlerinde dikkate alınabilecek önemli bir argüman olacaktır.

Muhasebe yetkililerince yapılacak bu değerlendirme tıpkı ön mali kontrol işlemlerinde verilecek görüş yazılarının harcamanın yapılmasına engel olmaması ve harcama sürecinde yer alanların sorumluluğunu kaldırmaması gibi harcama işlemlerinin yürütülmesine etki etmeyecek biçimde yürütülebilir. Bu suretle oldukça yüklü işlem hacimleri ve iş yükü içerisinde harcama sürecindeki riskli alanların nitelikli personel tarafından öncül bir kontrol yöntemiyle tespiti sağlanmış olabilecektir.

Harcama birimlerinde bir yıl içinde yapılan işlem hacimleri ve bu işlemleri yerine getiren personelin dışında harcamacı birim dışından birileri tarafından yapılacak ön değerlendirme faaliyeti, kamu harcamalarındaki riskli alanların belirlenmesi ile denetimin etkinliği ve verimliliğinin sağlanmasına yardımcı olacaktır.

Böylece, kamu idarelerinin faaliyetlerindeki risklerin tanımlanması, risk seviyelerinin ölçülmesi ve yüksek risk içeren alanlara denetim önceliğinin verilmesi de sağlanmış olacaktır. Ayrıca, denetimin pro-aktif olarak yürütülmesi, denetim kaynaklarının idarenin risk profiline göre en yüksek risk içeren alanlarda kullanılması da sağlanmış olacaktır.

SONUÇ

Kamu harcamalarının genel ekonomi içindeki payı ve ekonomik bir araç olarak önemi giderek artmaktadır. Mali sistemimizde kamu harcamalarının denetimi amacıyla öngörülmüş olan denetim fonksiyonlarının denetim alanlarını etkin bir şekilde denetlemesi, mevcut harcamacı kuruluşların fazlalığı nedeniyle yeterince yapılamamaktadır. Bu amaçla harcama süreci içinde yer alan ancak kurgulanan harcama sitemine müdahale etmeden denetim faaliyetlerine yardımcı olmak ve risk odaklı denetim anlayışı çerçevesinde bir ön denetim faaliyeti önerisinde bulunmak amaçlanmaktadır. Geçmişten günümüze kamu harcama sürecinde etkin bir rol üstlenen ve önemli ölçüde yetkinliğe sahip olan muhasebe yetkililerinin bu tür bir faaliyeti amaçlanan biçimde yerine getireceği düşünülmektedir. Burada amaçlanan yeni kurgulanmış mali sistemde yeni bir denetim fonksiyonu yaratmak olmayıp aksine geçmişten bu yana etkin bir ön denetim fonksiyonu icra etmiş olan muhasebe yetkililerinin yapılacak denetimlere yardımcı bir rol üstlenmesini sağlamaktır.

 

[1] 24/12/2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[2] 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde:63

[3] İç Denetçilerin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Madde:5

[4] İç Denetçilerin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Madde:7

[5] İç Denetçilerin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Madde:8

[6] Hayrullah KELEŞ; Kamuda risk esaslı denetim; Güncel Mali Sorunlar; Ankara, 2006; s.351

[7] KELEŞ; s.357

[8] 21/1/2006 tarihli ve 26056 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.