Hizmet Birleştirmesi Mevzuatında Değişenler (Mali Hukuk Sayı: 154, Temmuz-Ağustos 2011)

Sosyal Güvenlik - Personel Sosyal Güvenlik
HİZMET BİRLEŞTİRMESİ MEVZUATINDA DEĞİŞENLER (MALİ HUKUK SAYI: 154, TEMMUZ-AĞUSTOS 2011)
Özeti :

Bu makalede farklı statülerde hizmetleri bulunan 4/1-c sigortalısı kamu çalışanlarının hizmetlerinin birleştirilmesi konusunda kurumlarca yapılacak işlemler eski memurlar açısından 2829 ve 5434 sayılı Kanunlar, yeni memurlar açısından ise 6111 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerle birlikte 5510 sayılı Kanun dikkate alınmak suretiyle iki ana başlıkta değerlendirilecektir.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

HİZMET BİRLEŞTİRMESİ MEVZUATINDA DEĞİŞENLER (MALİ HUKUK SAYI: 154, TEMMUZ-AĞUSTOS 2011)

 

I- GİRİŞ

5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2008 yılı Ekim ayı başından sonra bütün çalışanlar, özellikle de memurlar için yeni bir dönem başlamıştır. 5510 sayılı Kanunun geçici 4 ncü maddesi gereğince 2008 yılı Ekim ayı başından önce yedek subay, vekil öğretmenlik, vekil imamlık gibi geçici görevler de dahil olmak üzere Emekli Sandığı’na tabi çalışması bulunanlar hakkında[1] 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanmaya devam edilecektir. İlk defa 2008 yılı Ekim ayı başından sonra 4/1-c sigortalısı olmayı gerektiren görevlerde çalışmaya başlayan kamu çalışanları[2] hakkında ise 5510 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.

SSK ve Bağ-Kurlular açısından ise 1 Ekim 2008 tarihi milat kabul edilmiş ve bu tarihten sonra haklarında bazı özel düzenlemeler haricinde genel olarak 5510 sayılı Kanun uygulanmaktadır. 2008 yılı Ekim ayı başından önce SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığına tabi işlerde çalışanlardan değişik sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesinde 2829 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanun” hükümleri uygulanmaya devam edilecektir[3]. Hangi statüde olursa olsun ilk defa 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı olanların farklı statülerde geçen çalışma sürelerinin birleştirilerek emekliliğe hak kazanmalarında ise yine 5510 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.

Mülga 2829 sayılı Kanun gereğince Emekli Sandığı iştirakçilerinin(5510 SK. 4/1-c) Sosyal Sigortalar Kurumu’na(5510 SK. 4/1-a), 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine göre kurulan sosyal güvenlik sandıklarına(5510 SK. 4/1-a), Bağ-Kur’ a(5510 SK. 4/1-b) ve ülkemiz ile arasında sosyal güvenlik anlaşması[4] bulunan ülkelerde geçmiş hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle emeklilik için gerekli hizmet sürelerinden sayılmaktadır.

Yeni sigortalılar açısından da bu konuda 5510 sayılı Kanunun 53. maddesinde düzenleme yapılmış ve 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c sigortalılığında geçen sürelerin birleştirilmesine imkan sağlanmış ancak özellikle emeklilik açısından çok farklı uygulama getirilmiştir. Bu konuda da kamuoyunda torba yasa veya kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması olarak bilinen 13.02.2011 tarih ve 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile değişiklik yapılmıştır.

Bu makalede farklı statülerde hizmetleri bulunan 4/1-c sigortalısı kamu çalışanlarının hizmetlerinin birleştirilmesi konusunda kurumlarca yapılacak işlemler eski memurlar açısından 2829 ve 5434 sayılı Kanunlar, yeni memurlar açısından ise 6111 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerle birlikte 5510 sayılı Kanun dikkate alınmak suretiyle iki ana başlıkta değerlendirilecektir.

 

II- ESKİ MEMURLARIN HİZMET BİRLEŞTİRMESİ

Eski memurlar olarak adlandırdığımız 2008 yılı Ekim ayı başından önce Emekli Sandığı iştirakçiliği bulunan ve 5510 sayılı Kanunun geçici 4 ncü maddesi kapsamında 4/1-c sigortalısı sayılan kamu çalışanlarının farklı statülerde geçen hizmetlerinin birleştirilmesinde memuriyete girmeden önce;

  • SSK, Bağ-Kur, 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine göre kurulan emekli sandıklarına tabi olarak geçen hizmetleri ile bu kurumlarca borçlandırılan hizmet süreleri
  • Ülkemiz ile sosyal güvenlik anlaşması bulunan ve anlaşmaya Emekli Sandığının da taraf olduğu ülkelerde geçen sigortalı hizmet süreleri,
  • Yurt dışında geçen ve 2147-3201 sayılı Kanunlar gereğince borçlanılan hizmet süreleri,

Aynı tarihlere rastlamamak şartıyla birleştirilmek suretiyle emeklilik için gerekli hizmet sürelerinde dikkate alınmaktadır[5](2829 S.K.Md.2). Ancak hizmet süreleri toplamının emekli aylığı bağlanmasına yeterli olmaması halinde hizmetler birleştirilmemektedir(2829 S.K.Md.4). 

A- Hizmetlerin Emeklilikte Değerlendirilmesi

Eski memurların farklı statülerde geçen ve 2829 sayılı Kanun uyarınca hizmet birleştirmesinde dikkate alınacak çalışma süreleri 5434 sayılı Kanunun mülga Ek 17 ve Ek 18 nci maddeleri uyarınca emekli keseneğine esas aylıklarının tespitinde değerlendirilmektedir.

Bu kapsamda farklı statülerde çalışması bulunan eski memurların sigorta primlerine/emeklilik keseneklerine personel kanunlarına göre kazanılmış hak olarak aldıkları derece/kademe aylıkları üzerine, daha önceki çalışma sürelerinin her yılı bir kademe ilerlemesine, her 3 yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde eklenerek bulunacak derece ve kademe aylığı esas alınmaktadır. Ancak birleştirilecek sürelerin intibakta değerlendirilmesinde hiçbir şekilde 657 sayılı Kanuna göre tahsil durumları için belirlenen dereceler geçilememektedir. Bu durumda daha önce 657 sayılı Kanunun 37 nci maddesine göre derece yükselmesi yapanların hakları saklı tutulmaktadır. Kişilerin personel kanunlarına göre kazanılmış hak olarak bulundukları kademelerinin ilerletildiği veya derecelerinin yükseltildiği sürece emeklilik keseneğine esas kademeleri ilerletilmekte ve dereceleri de yükseltilmektedir. Ayrıca bu şekilde yapılan intibak uygulamasında;

  • 18 yaşın doldurulmasından önce geçen süreler,
  • 657 sayılı Kanunun 36/(A)-12/d maddesi gereğince yapılacak emsal intibak dikkate alınarak Emekli Sandığı iştirakçisi oldukları tarihteki öğrenim durumlarından daha aşağı tüm tahsil derecesinde sigorta primi ödemek suretiyle geçen süreler,
  • Sigorta primi ödemek suretiyle geçen sürelerden personel kanunları hükümlerine göre memuriyette geçmiş sayılmak suretiyle kazanılmış hak derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilen süreler ayrıca,

Emeklilik keseneğine esas aylığın hesabında dikkate alınmamaktadır. Bu işlemler sonucunda bulunacak derece ve kademedeki kıdemi de dikkate alınarak yapılacak ilk derece yükselmesi ve kademe ilerlemesinde, öğrenim durumuna göre yükselebileceği tavan derecesi aşılmamak şartıyla kazanılmış hak aylıklarında derece yükselmesi ve kademe ilerlemesi yapılması şartı aranmamaktadır. Bundan sonraki emeklilik keseneğine esas aylıklarında derece yükselmesi ve kademe ilerlemesi yapılması, kazanılmış hak aylığına ait derecenin yükselmesi ve kademenin ilerletilmesi ile öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri geçmemiş olmaları halinde mümkün olmakta, derece yükselmesinde ise kadro bulunması şartı aranmamaktadır.

B- Görevde İken Bir Üst Öğrenimi Bitirenler

Memuriyete girmeden önce değişik sosyal güvenlik kanunlarına veya kurumlarına tabi çalışması olanların sigortalı hizmetlerinin tamamı veya bir kısmı,

  • İştirakçi olduğu tarihteki öğrenim seviyelerinin altında geçenlerle,
  • Öğrenim durumları iştirakçi olduktan sonra değişenlerin,

Emeklilik keseneğine esas aylıkları 5434 sayılı Kanunun Ek 17 ve Ek 18 nci maddeleri hükümleri de dikkate alınarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36. maddesinin (A) bendinin 12/d fıkrası hükümlerine göre tespit edilmektedir. Buna göre eski memurların yani 4/1-c sigortalısı sayılanların memuriyete girdikleri tarih itibariyle ve asaletlerinin onaylanması beklenmeksizin sigortalı hizmetlerinin isteklerine bakılmaksızın zorunlu olarak emekli keseneğine esas aylıklarının tespitinde değerlendirilmektedir.

Sigortalı sürelerin göreve başlandığı tarihten daha sonraki bir tarihte emekli keseneğine esas aylıkta değerlendirilmesi halinde emeklilik keseneği ve karşılık tutarları arasındaki farktan kesenek farkı çalışandan kurum karşılığı farkı da kurumlarınca karşılanmak suretiyle hesap edilecek % 20 gecikme faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmektedir.

C- Emekli Aylığını Bağlayacak Kurum/Aylık Bağlanacak Statü

Eski memurlardan farklı sosyal güvenlik statülerine göre çalışması bulunanlara birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden son yedi yıllık emeklilik için geçerli fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinin geçtiği son kurumca kendi mevzuatına göre emekli aylığı bağlanmaktadır.

Maluliyet, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’na göre yaş haddinden resen emekliye ayrılma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sosyal güvenlik kurumunun kanunla değiştirilmesi hallerinde son yedi yıl fiili hizmet sürelerine bakılmaksızın iştirakçilere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanmaktadır(2829 S.K. Md.8).

 

III- YENİ MEMURLARIN HİZMET BİRLEŞTİRMESİ

Yeni memurlar açısından sigortalılık hallerinin birleşmesi halinde hangi statüde geçecek sürelerin dikkate alınacağına 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunla[6] değişik “Sigortalılık hallerinin birleşmesi” başlıklı 53. maddesinin birinci fıkrasında, “Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.” denilmek suretiyle karmaşık bir sistem getirilmiş ve özellikle aynı anda 4/1-a ve 4/1-b sigortalılığına tabi çalışanların hangi sigortalılık sürelerinin sayılacağında tartışmalar ortaya çıkmaktaydı. Kamuoyunda “Torba Kanun” olarak adlandırılan ve çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanun ile bu hüküm değiştirilmiştir.

Bu değişiklik ile 5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Sigortalının,” ibaresi “Birinci fıkra hükmü saklı olmak üzere sigortalının,” olarak da değiştirilmiş ve netice olarak 5510 sayılı Kanunun 53 ncü maddesi “Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak, sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler. Bu şekilde ödenen primler; iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar yönünden, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde, kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan diğer yardımlar ile uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlar yönünden ise Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde değerlendirilir. Bu fıkra hükümlerine göre ödeme talebinde bulunulduğu halde ait olduğu ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen primlerin ödenme hakkı düşer. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki diğer sigortalılık durumu dikkate alınır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.

İsteğe bağlı sigortalı olanların 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.

Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5 inci maddenin (a) ve (e) bentlerine tâbi sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4 üncü madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.

Birinci fıkra hükmü saklı olmak üzere sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

Ayrıca yine “Torba Kanun” ile 5510 sayılı Kanuna Geçici 33 ncü madde eklenerek “Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz.” denilmek suretiyle yeni uygulamanın önceki halleri kapsamayacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda belirten düzenlemelere göre sosyal güvenlik uygulamasının temel ilkelerinden “zorunluluk” ve “teklik” ilkeleri gereğince aynı zamanda hem 4/1-a(eski SSK) sigortalısı hem de 4/1-b(eski Bağ-Kur) sigortalısı olarak çalışılması durumunda, “ilk başlayan sigortalılık hali kesintiye uğrayıncaya kadar sonra başlayan sigortalılık hali geçersizdir” şeklindeki anlamsız uygulama da sona ermiştir. Ancak torba kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu durumda olanlar bu düzenlemeden yararlanamayacaklar ve bu karmaşık durum devam edecektir.

A- Torba Kanunun Yürürlüğünden Sonraki Haller İçin Uygulama

“Torba Kanun”un yürürlüğe girmesiyle birlikte artık aynı anda sigortalı olarak çalışanların öncelikle varsa 4/1-c(eski Emekli Sandığı) sigortalılığı, bu yok da sadece 4/1-a(eski SSK) ve 4/1-b(eski Bağ-Kur) sigortalılığı varsa öncelikle 4/1-a(eski SSK) sigortalılığı geçerli olarak kabul edilecektir.

Örnek- Vergi Müfettişi olarak görev yapmakta iken görevinden istifa ederek bir limited şirkete ortak olan bir kişi birkaç ay sonra başka bir şirkette de genel müdür olarak çalışsa da önceden şirket ortaklığı nedeniyle 4/1-b(eski Bağ-Kur) sigortalılığı bulunduğu için bir işyerinde hizmet akdi ile çalışmış olmasına rağmen 4/1-a(eski SSK) sigortalısı olamamakta ve 4/1-b(eski Bağ-Kur) sigortalılığı devam ettirilmekteydi. Torba kanunun yürürlüğe girmesiyle aynı kişi diğer işyerinde hizmet akdi ile çalışmaya başladığı gün 4/1-a(eski SSK) sigortalısı sayılarak primleri bu işyerinde ödenecek ve şirket ortaklığı nedeniyle 4/1-b(eski Bağ-Kur) sigortalısı olarak ayrıca prim ödemeyecektir.

 

B- Torba Kanunun Yürürlüğünden Önceki Haller İçin Uygulama

Torba kanunun yürürlüğünden önceki düzenlemeye göre ilk başlayan sigortalılık hali kesintiye uğrayıncaya kadar sonra başlayan sigortalılık hali geçersiz kaldığından bunu bilmeyen bir çok kişi veya mevzuatı bilmekle birlikte istemesine rağmen 4/1-a sigortalısı olamıyorlardı. Çünkü 4/1-a sigortalılarının 4/1-b sigortalılarına göre prim ödeme gün sayısı açısından daha az süreyle emekli olma şansları bulunmaktadır[7].

Konu ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu bir çok davaya maruz kalmıştır. Ancak torba kanun ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 33 ncü madde gereğince torba kanunun yürürlüğünden önceki sigortalılık çakışmalarına uygulama imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenlerle torba kanunun yürürlüğünden önceki sigortalılık çalışmaları için eski uygulama devam edecektir.

Örnek- Torba kanunun yürürlüğünden önce hem şirket ortaklığı bulunan hem de bir işyerinde çalışan bir kişinin şirket ortaklığı nedeniyle ilk önce başladığı için 4/1-b sigortalılığı devam ediyor ve 4/1-a sigortalılığı dikkate alınmamış ise bu kişinin aynı şekilde iki yerde de sigortalılığı devam ediyor ise torba kanunun yürürlüğünden sonra 4/1-b sigortalılığı sona erdirilecek ve 4/1-a sigortalısı olarak tescili yapılacak ve sigorta primleri ortak olduğu şirket nedeniyle değil çalıştığı iş yerinden yatırılacaktır.

C- Yeni Memurlarda Birleştirilen Sürelerin Emekliliğe Etkisi

İlk defa 5510 sayılı Kanunun 4/1-c maddesi kapsamında çalışmaya başlayanlar için artık emeklilik keseneğine esas aylık uygulaması sona ermiştir. Kişilerin prime esas kazançları sadece 657 sayılı Kanuna göre tespit edilen kazanılmış hak aylık derece ve kademeleri üzerinden hesaplanmaktadır. Daha önceki uygulamada memurların SSK ve Bağ-Kur’ a tabi geçmiş sigortalı süreleri de dikkate alınarak emeklilik keseneğine esas aylıkları yani emekli aylığı bağlanmasına esas derece ve kademeleri tespit ediliyor ve bulunan derece ve kademeler üzerinden emekli aylığı bağlanıyordu. Şimdi ise yeni uygulamada birden fazla sigortalılık haline tabi çalışması olan sigortalılara emekli aylığı bağlanmasında tamamen farklı usul ve esaslara göre işlem yapılacaktır.

Yeni uygulama ile farklı statülerde çalışması olan sigortalılara emekli aylığı bağlanmasında ise 2008 yılı Ekim ayı başı öncesi SSK(4/1-a) veya Bağ-Kur’ a(41-/b) tabi çalışanlardan 5510 sayılı Kanun kapsamına alınanlar ile ilk defa 4/1-c sigortalısı olan Kamu çalışanları hakkında aynı işlem yapılacaktır.

Yaşlılık aylığı hesaplanırken öncelikle ortalama aylık kazanç hesaplanacaktır. Ortalama aylık kazanç, sigortalının çalışma hayatı boyunca her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı[8] ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, itibarî hizmet süresi ile fiilî hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katı olarak belirlenecektir.

Aylık bağlama oranı ise sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanacak, bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacak, ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemeyecektir. Sigortalıların yaşlılık/emeklilik aylığı ise bu şekilde tespit edilecek ortalama aylık kazanç ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutar kadar olacaktır.

 

IV- EMEKLİLİK İKRAMİYESİ ÖDENMESİ

Eski memurlardan son defa Emekli Sandığına(4/1-c sigortalısı) tabi görevde iken emekliye ayrılan ve kendilerine 2829 sayılı Kanun hükümleri uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden 30 yılı geçmemek şartıyla emekli ikramiyesi ödenmekteydi. Ancak bu düzenlemeye dayanak teşkil eden 5434 sayılı Kanunun 89’uncu maddesinin 5997 sayılı Kanun ile değişik birinci fıkrası ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin 12 Mayıs 2011 tarih ve 2010/81 Esas sayılı kararında aynen “5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle, 8.6.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve …” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE” denilmek suretiyle konu hüküm altına alınmış olup söz konusu karar 9 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu karar ile istifa eden memurların emekli ikramiyesinde mevzuatta tekrar boşluğa yol açılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bu son iptal kararı neticesinde 5434 sayılı Kanunun 89’ncu maddesi yeniden düzenlenecek ya da yeni bir düzenleme yapılmadan kararın yürürlük tarihinden sonra uygulama bu doğrultuda devam edecektir. Bu durumda artık Emekli Sandığı iştirakçiliği bulunanların daha sonra 4/1-a (SSK) veya 4/1-b (Bağ-Kur) sigortalısı iken emekli olmaları halinde Emekli Sandığına tabi geçen çalışma süreleri için emeklilik ikramiyelerinin ödenmesinde son defa 5510 sayılı Kanunun geçici 4 ncü maddesi kapsamında 4/1-c sigortalısı (Emekli Sandığı iştirakçiliği) olma şartı aranmayacaktır. Ancak ilgililere her ne suretle olursa olsun daha önce kıdem tazminatı veya emekli ikramiyesi ödenmiş süreleri için tekrar emekli ikramiyesi ödenmemektedir.

Durum böyle olunca 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4/1-c kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların tabi olduğu 5434 sayılı Kanunun Ek 82’nci maddesinin de yürürlükten kaldırılması gerekecektir. Ancak uygulamanın bu şekilde devam etmesi halinde ilk defa 4/1-c sigortalısı olan bir kişi memuriyetten sonra 4/1-b (eski Bağ-Kur) veya 4/1-a (eski SSK) sigortalısı olarak çalışmaya devam edip emeklilik talebinde bulunursa son defa 4/1-c sigortalısı olmadığından tarafına 4/1-c sigortalısı olarak geçen süreleri için emeklilik ikramiyesi ödenmeyecektir.

Yeni memurların emeklilik ikramiyeleri için 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 5754 sayılı Kanunun 75. maddesi ile eklenen Ek 82 nci maddesi uyarınca işlem yapılmaktadır. Bu düzenlemeye göre, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği ilk defa 4/1-c sigortalılarından değişik statülerde çalışması olanlara emeklilik ikramiyesi ödenmesinde son olarak 4/1-c sigortalısı olarak çalışma şartı aranacak ve SGK tarafından kamu idarelerinde aynı Kanuna göre 4/1-a ve 4/1-c statüsünde geçen sigortalılık sürelerinden her ne suretle olursa olsun daha önce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreleri ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreleri hariç olmak üzere uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak geçen süreleri esas alınarak emekli ikramiyeleri eski hükümlere yani 5434 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslara göre hesaplanarak ödenecektir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 4/a sigortalısı olarak geçen uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süreleri esas alınarak emekli ikramiyesi ödenebilmesi için,

  • İş kanunlarına tabi olarak çalışmış olanların iş sözleşmelerinin kıdem tazminatı ödenmesini,
  • Sözleşmeli personel statüsünde çalışmış olanların ise hizmet sözleşmelerinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatı veya aynı mahiyette olmakla birlikte başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasını,

Gerektirecek şekilde sona ermiş olması şarttır.

 

V- SONUÇ

Değişik sosyal güvenlik statülerine tabi çalışması olan kamu çalışanlarının çalışma sürelerinin birleştirilerek emekli/yaşlılık aylığı bağlanmasında eski/yeni memur/sigortalılar açısından çok büyük farklılık ortaya çıkmıştır. Yeni sistemde ilk defa 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı olarak çalışmaya başlayan memurlar için özellikle emeklilik keseneğine esas aylık derece/kademe belirlemesi ortadan kalkmıştır. Bu nedenle idareler emeklilik keseneği/sigorta primi kesilmesi açısından intibaklar yapmak, geçmişe yönelik terfi farkı hesaplamak, özellikle memurlar da geçmişe yönelik terfi farkı ve gecikme faizi ödemek külfetinden kurtulmuşlardır.

İlk defa 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı olanlardan aynı anda birden fazla sigortalı olmayı gerektirecek durumda çalışanların sigortalılık statüsünün belirlenmesinde torba kanun ile yapılan değişiklik ile karmaşa giderilmiş ve konu net olarak belirlenmiştir.

Ancak geçici madde ile yapılması gerekenin tam tersi bir uygulama öngörülerek bu uygulamanın kanunun değişikliğinden önceki durumlara uygulanmayacağına ilişkin yapılan düzenleme sigortalılar ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında uzun süredir sorun olan hatta mahkemelere yansıyan olayların çözümüne uzaktır. Esasen geçici madde ile kanunun yayımı tarihinden önceki durumlar içinde bir düzeltme düzenlemesi gerekmekteydi. Böylece özellikle Sosyal Güvenlik Kurumunun davalardan ve muhtemelen dava masraflarından kurtulması sağlanacaktı.

 

[1] Makalenin devamında 2008 yılı Ekim ayı başından önce Emekli Sandığı iştirakçiliği olması nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 4/1-c maddesi kapsamında sigortalı sayılan kamu çalışanlarından “Eski Memurlar” olarak bahsedilecektir.

[2] Makalenin devamında 2008 yılı Ekim ayı başından sonra ilk defa 4/1-c sigortalısı olmayı gerektirecek görevlerde çalışmaya başlayan kamu çalışanlarından “Yeni Memurlar” olarak bahsedilecektir.

[3] 5510 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi ve bu maddeye bağlı diğer geçici maddeler uyarınca kamu çalışanları hakkında durumlarına göre işlem yapılacaktır.

[4] Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmakla birlikte SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur uygulamaları açısından işlem yapacak kurumun anlaşmaya taraf olup olmaması önemlidir. Bu nedenle memurlar açısından ülkemiz ile sosyal güvenlik anlaşması olan ülkelerde geçen hizmetlerin birleştirilmesinde sadece Emekli Sandığının da taraf olduğu sözleşmelere ilişkin ülkelerde geçen hizmetler birleştirilmektedir.

[5] Akın Şimşek, “Memurların Farklı Statüdeki Hizmetlerinin Birleştirilmesi”, Güncel Mevzuat, Sayı 49

[6] 08.05.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[7] Akın Şimşek, “Torba Kanun Sonrası Birden Fazla Sigortalılık Haline Tabi Çalışanların Geçerli Sigortalılığı”, Vergi Raporu, Sayı 138

[8] Güncelleme katsayısı: Her yılın Aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranının % 100’ü ile sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının % 30’unun toplamına (1) tam sayısının ilâve edilmesi sonucunda bulunan değeri ifade etmektedir.