Harcamalar Üzerinden Ödenen Kdv, Belediyelerde İndirim Konusu Yapılabilir Mi?

Mali Yönetim Vergi Uygulamaları
Harcamalar Üzerinden Ödenen KDV, Belediyelerde İndirim Konusu Yapılabilir mi?
Özeti :

Belediyeler açısından yapılan incelemelerde “devreden KDV” hesabının sürekli devir verdiği ve neredeyse devlete hiç KDV ödenmediği anlaşılmaktadır. Belediyelerde devreden KDV hesabının sürekli artık vermesinin temel nedeninin indirilecek KDV hesabına kaydedilmemesi gereken KDV’lerin kaydedilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışmada belediyelerin hangi faaliyetleri için yapmış oldukları harcamalara ait KDV’lerin indirim konusu olabileceği hususu irdelenmeye çalışılacaktır.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

BELEDİYELERDE HARCAMALAR ÜZERİNDEN ÖDENİLEN KDV İNDİRİM KONUSU YAPILABİLİR Mİ? (MALİ HUKUK SAYI: 163, OCAK-ŞUBAT 2013)                                    

 

1. GİRİŞ

Bilindiği üzere Katma Değer Vergisi (KDV) ticarete konu mal veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanarak devlete ödenmektedir. KDV hem özel kesim hem de kamu kesiminde faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişiliklerce ödenmektedir. Kamu kesiminde faaliyette bulunan ve tüzel kişilikleri olan belediyelerce de KDV’ye konu mal veya hizmet alım-satımı yapılmaktadır. Belediyeler mal veya hizmet alımı ve/veya satımında hesap edilen KDV’yi ödenecek KDV’nin hesabında dikkate almak durumundadırlar. Çünkü 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde belediyelerce teslim edilen bazı mal veya hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu belirtilmiş ve bunların tesliminde KDV ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Bir işletmenin faaliyetleri sonucunda ödediği ve teslimlerinden dolayı tahsil ettiği KDV’nin muhasebeleştirilmesinde “indirilecek KDV hesabı” ile “hesaplanan KDV hesabı” kullanılmaktadır. Mal veya hizmet teslimlerinden dolayı tahsil edilen KDV bir pasif hesap olan “hesaplanan KDV hesabı”na, faaliyetleri ile ilgili olarak da ödediği KDV ise bir aktif hesap olan “indirilecek KDV hesabı”na kaydedilmektedir. Her ayın sonunda hesaplanan KDV tutarı ile indirilecek KDV arasındaki müspet fark vergi olarak devlete ödenmektedir. Aradaki farkın menfi olması halinde ise bir sonraki dönemlerde indirilmek üzere pasif karakterli bir hesap olan “devreden KDV”ye kaydedilmektedir.

 

2. YASAL ÇERÇEVE VE KDV UYGULAMASI

25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde KDV’nin konusunu teşkil eden işlemler tek tek sayılmış ve böylece hangi işlemlerin KDV’ye tabi olduğu açık bir dille belirtilmiştir.

Kanunun 29’uncu maddesinde de hangi faaliyetler için ödenmiş KDV’nin indirim konusu yapılabileceği belirtilmiştir.

Yine kanunun “kısmi vergi indirimi” başlıklı 33’üncü maddesi şu şekildedir:

"1. Bu Kanuna göre indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisinin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmı indirim konusu yapılır."

Söz konusu madde metinleri birlikte değerlendirildiğinde KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için öncelikli şart ödenen KDV’nin işletmenin faaliyetleri ile ilgili olması gerekmektedir. İşletmenin faaliyetleri ile ilgili olmayan KDV’nin indirim konusu yapılmaması gerekmektedir. Kanun işletmenin faaliyetleri ile ilgili olmayan işlemlere indirim hakkı tanınmayan işlemler demektedir.

Büyükşehir belediyesi teşkilatı bulunan illerde su ve kanalizasyon işleri belediye tüzel kişiliğinin dışında ayrı tüzel kişiliği olan ve belediyelerin bağlı kurumu niteliğinde olan su ve kanalizasyon idarelerince; bazı büyükşehir belediyelerinde ise şehir içi toplu taşımacılık ve doğalgaz işleri ise yine bağlı kuruluşlarca yürütülmektedir. Tüzel kişilikleri olan bu idarelerin KDV hesabında herhangi bir tereddüt yaşanmamaktadır; çünkü hem hesaplanan KDV hem de indirilecek KDV’nin konusu bu idarelerin kendi faaliyetleri ile sınırlı olmaktadır. Diğer belediyelerin gelir getirici faaliyetleri sonucunda elde ettikleri gelirlere ait KDV’den hangi faaliyetlerine ait KDV’nin indirim konusu yapacağı hususunda tereddütler yaşanmakta ve belediyenin bütün işlemlerinde ödenen KDV indirim konusu yapılmaktadır. Oysa yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden açıkça anlaşılmaktadır ki, belediyelerin KDV’ye tabi işlemleri dolayısıyla ödediği KDV’yi indirim konusu yapabilecektir. Böylece örneğin bütçe içi su işletmesine ait giderlere ilişkin KDV’yi, su işletmesinden elde edilen KDV’den indirebilecektir. Yine aynı şekilde bir ticari faaliyet kapsamında arsa satışlarından elde edilen KDV’den söz konusu arsa için yapılan harcamalara ait KDV’nin indirilmesi gerekmektedir. Aksi halde belediyenin gelir getirici faaliyetleri ile hiçbir ilgisi olmayan belediye binasının temizliği, park bahçelerin temizliği, çöp toplama ihalesi, hizmet araçlarının bakım onarımı, yol bakım onarım çalışmaları, asfaltlama ihalesi gibi faaliyetler sonucunda ödenen KDV’nin indirim konusu yapılmaması gerekmektedir.

Maliye Bakanlığı’nın 02.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.55-010-3 sayılı Özelgesinde;

"Belediyenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı mal ve hizmetlere ilişkin ödediği KDV yi, KDV ye tabi gayrimenkul satışları üzerinden hesapladığı ve tahsil ettiği KDV den indirip indiremeyeceğinin bildirilmesi istenilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanununun verginin konusunu teşkil eden işlemleri düzenleyen   1/3-d maddesinde müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların, 1/3-g maddesinde ise genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Kanunun 8/1-a maddesinde de mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde katma değer vergisinin mükellefinin bu işleri yapanlar olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanunun "Vergi İndirimi" kenar başlıklı 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler sırasında hesaplanan katma değer vergisi ile ithalat sırasında ödenen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmıştır.

Ancak Kanunun 30/a maddesine göre, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün değildir. Ayrıca yine Kanunun 33/1 inci maddesinde "Bu Kanuna göre indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmı indirim konusuyapılır." denilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Belediyenizin vergiye tabi taşınmaz satışları üzerinden hesapladığı KDV den, yalnızca bu satışlara ilişkin olarak (örneğin taşınmazın alımı veya satış vb giderlerine ait)  yüklenilen KDV yi indirmesi mümkündür. Ancak, Belediyeniz ihtiyaçları için, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin ödenen KDV nin, belirtilen satışlar üzerinden hesaplanan KDV den Kanunun 29, 30/a ve 33 üncü maddeleri uyarınca indirilmesi söz konusu değildir."

Denilmek suretiyle tarafımızdan belirtilen hususa dikkat çekilmektedir. O halde, belediyelerce ödenen tüm KDV’ler indirim konusu yapılmamalı ve yalnız gelir getirici faaliyetlere (belediyece su satışı, gayrimenkul satışı, gayrimenkulün kiraya verilmesi gibi) ilişkin yapılan harcamalara ait KDV’nin indirim konusu yapılması gerekmektedir.

 

3. SONUÇ

Bugün modern belediyecilik anlayışı kapsamında belediyelere birçok görev düşmektedir. Bu nedenle de belediyelerin faaliyet alanları oldukça geniştir. Belediyelerin faaliyet alanlarının çok geniş olması, belediyelerde KDV uygulamasını zorlaştırmakta ve yanlış uygulanmasına neden olmaktadır. Belediyelerin birçok faaliyetleri dolayısıyla yapmış olduğu harcamalara ait ödediği KDV’ler indirim konusu yapılmaması gerekirken, belediyece ödenen tüm KDV indirim konusu yapılmaktadır. Bunun sonucunda da devlete ödenmesi gereken KDV ödenmemekte ve devlet bir bakıma elde etmesi gereken KDV’den mahrum kalmaktadır. Bu çerçevede belediyelerin yalnız KDV tahsil ettikleri gelir getirici faaliyetleri dolayısıyla ödeme yaptıkları KDV’yi indirim konusu yapmaları gerekmektedir. Örneğin belediyelerin sağladıkları içme suları ile ilgili olarak yapmış oldukları tüm giderlere ait KDV’ler indirim konusu yapılması gerekmekte olup, güvenlik hizmeti alımı, hizmet taşıtlarının bakım onarımı, park bahçelerin bakım onarımı gibi gelir getirici faaliyetleri ile ilgisi bulunmayan harcamalara ait KDV’lerin indirim konusu yapılmaması gerekmektedir.