Döner Sermaye Katkı Payı Ödemelerinde Sorunlu Alanlara Yönelik Danıştay Kararları

Sosyal Güvenlik - Personel Personel Mevzuatı
Döner Sermaye Katkı Payı Ödemelerinde Sorunlu Alanlara Yönelik Danıştay Kararları
Özeti :

Döner sermaye katkı payı ödemelerine yönelik bazı Danıştay kararları analiz olarak sitemize eklenmiştir. İzin hallerinde katkı payı ödenip ödenmeyeceği, mahsuplaştırma, döner sermayenin fiile çalışma ile ilgili olup olmadığı vb. konulardaki kararlar için analize bakabilirsiniz.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

Danıştay 8. Dairesinin 27.03.2007 tarih ve 2005/5657 E., 2007/1700 K. Nolu kararı;

Özet: İzin hallerinde memurların haklarına dokunulması mümkün olamayacağından dolayı, döner sermaye katkı payı kesintisi yapılabilmesi, izinli olan personellere daha az döner sermaye katkı payı ödenmesi hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz.

Davanın Özeti: Maliye Bakanlığınca 09.07.2005 gün ve 25870 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 18 Seri Nolu Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Personel Kanunu Genel Tebliğinin 15. maddesinin iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : 2547 sayılı Yasanın 58. maddesi hükmü uyarınca döner sermaye gelirinin paylaşımında katkıların esas alındığı, dava konusu Genel Tebliğde mevzuata aykırılık olmadığı davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Gülsen AKAR PEHLİVAN'ın Düşüncesi: İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ülkü ERBÜK'ün Düşüncesi : Davacı, Maliye Bakanlığınca 9.7.2005 gün ve 25870 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 18 Seri No'lu Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Personel Kanunu Genel Tebliğinin 15.maddesinin iptalini istemektedir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58 inci maddesinin (a) fıkrasının 4. paragrafında, Her eğitim-öğretim, araştırma veya uygulama birimi veya bölümü ile ilgili öğretim elemanlarının katkısı ile toplanan döner sermaye gayrisafı hasılatının en az % 35 i, o kuruluş veya birimin araç, gereç, araştırma ve diğer ihtiyaçlarına ayrılır, kalan kısmı ise üniversite yönetim kurulunun belirleyeceği oranlar çerçevesinde bağlı bulunduğu üniversitenin bilimsel araştırma projeleri ile döner sermaye gelirinin elde edildiği fakülte, enstitü, yüksekokul, konservatuar ile uygulama ve araştırma merkezlerinde görevli öğretim elemanları ve aynı birimlerde görevli 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personel (döner sermaye işletme müdürlüğü ve döner sermaye saymanlık personeli dahil) arasında katkıları da dikkate alınmak suretiyle paylaştırılır." hükmü yer almaktadır.Bu hüküm, 31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı Kanunun 12 nci ve 17.9.2004 tarihli ve 5234 sayılı Kanunun 2 nci maddeleriyle yapılan değişikliklerden sonra bu halini almıştır.

Davalı idarenin yukarıda anılan maddede yapılan değişiklikler nedeniyle döner sermaye payının dağıtımında oluşan tereddütlerin giderilmesi ve uygulamada birliğin sağlanması amacıyla yayınladığı 18 nolu tebliğin dava konusu 15 inci maddesinde, döner sermaye gelirlerinden yararlandırılma katkıya dayandırıldığından, yıllık izin, şua izni ve döner sermaye faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan geçici görevlendirilmeler ile bu Tebliğin 12 nci maddesinde belirtilen görevlendirmeler dışında görevin fiilen yapılmadığı dönemlerde ilgililere döner sermaye gelirlerinden pay ödenmeyeceği belirtilmektedir.

2547 sayılı Kanunun 58 nci maddesine göre, döner sermaye katkı payının ödenebilmesi için, personelin döner sermaye gelirinin elde edildiği birimlerde görevli olması ve gelirin toplanmasına katkısının bulunması gereklidir.

Anayasanın 50 nci maddesinin 3. fıkrasında, dinlenmek, çalışanların hakkıdır. hükmüne yer verilmiştir. Yıllık izin ve radyasyonlu ortamlarda çalışanlar için bu çalışmaları karşılığı şua izni dönemlerinde görevin fiilen yapılma şartı aranmayacağı hususu dayanağını anılan Anayasa hükmünden almaktadır.

Döner sermaye faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan geçici görevlendirmelerin sonucu ilgililerin döner sermaye gelirinin toplanmasına katkısı, tebliğin 12. maddesinde belirtilen yurt içi ve yurt dışında kongre, konferans, seminer gibi toplantılarla, bilim ve meslekleriyle ilgili diğer toplantılara katılan öğretim elemanlarının döner sermaye gelirinin toplanmasına katkısı açık olup, döner sermaye katkı payı ödeneceği, ancak görevin fiilen yapılmadığı dönemlerde ilgililere döner sermaye katkı payı ödenmeyeceği hususları 2547 sayılı yasanın 58 inci maddesine dayanmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu tebliğ hükmünde yasaya ve hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, Maliye Bakanlığınca 09.07.2005 gün ve 25870 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 18 Seri Nolu Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Personel Kanunu Genel Tebliğinin 15. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.

1982 Anayasasının Çalışma Şartları ve Dinlenme Hakkı Başlıklı 50. maddesinde; Kimsenin, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamayacağı, küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanların çalışma şartları bakımından özel olarak korunacağı, dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu, ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin haklarının ve şartlarının kanunla düzenleneceği, 128. maddesinde ise, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği öngörülmek suretiyle mali hakların, özlük hakları kapsamında kabul edildiği anlaşılmakla, konuya ilişkin Danıştay İçtihatlarında da bu yönde hüküm bulunmakla parasal hakların özlük hakları kapsamında mütalaa edildiği görülmektedir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun " döner sermaye " başlıklı 58. maddesinde; her eğitim-öğretim, araştırma veya uygulama birimi veya bölümü ile ilgili öğretim elemanlarının katkısıyla toplanan döner sermaye gelirlerinin en az %35'inin, o kuruluş veya birimin araç, gereç, araştırma ve diğer ihtiyaçlarına ayrılacağı, kalan kısmın ise üniversite yönetim kurulunun belirleyeceği oranlar çerçevesinde bağlı bulunduğu üniversitenin bilimsel araştırma projeleri ile döner sermaye gelirinin elde edildiği fakülte, enstitü, yüksek okul, konservatuar ile uygulama ve araştırma merkezlerinde görevli öğretim elemanları ve aynı birimde görevli 14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personel (döner sermaye işletme müdürlüğü ve döner sermaye saymanlık personeli dahil) arasında katkıları da dikkate alınmak suretiyle paylaştırılacağı, aynı Kanunun "İzinler" başlıklı 64. maddesinde, öğretim elemanlarının yıllık izinlerinin, normal olarak öğrenime ara verilen zamanlarda kullanacakları, bunların diğer izinleri ile yükseköğretim üst kuruluşları personelinin ve yükseköğretim kurumları memurlarının izin işlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre yürütüleceği belirtilmiştir.

657 sayılı Yasanın "Yıllık İzin" başlıklı 102. maddesinde, Devlet memurlarının yıllık izin süresinin, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gün olduğu, zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebileceği, "Yıllık İzinlerin Kullanılışı" Başlıklı 103. maddesinde, Yıllık izinlerin, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabileceği, birbirini izleyen iki yılın izninin bir arada verilebileceği, cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin haklarının düşeceği, öğretmenlerin yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılacağı, bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinlerinin dışında, ayrıca yıllık izin verilmeyeceği, hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verileceği, "Mazeret İzni" Başlıklı 104. maddesinde, Memura doğum yapmasından önce 8 hafta ve doğum yaptığı tarihten itibaren 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verileceği, çoğul gebelik halinde, doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 hafta süre ekleneceği, ancak sağlık durumu uygun olduğu takdirde, tabibin onayı ile memur isterse doğumdan önceki 3 haftaya kadar işyerinde çalışabileceği, bu durumda, memurun çalıştığı sürelerin, doğum sonrası sürelere ekleneceği, yukarıda öngörülen sürelerin memurun sağlık durumuna göre tabip raporunda belirlenecek miktarda uzatılabileceği, memurlara, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verileceği, süt izninin kullanımında annenin saat seçimi hakkı olduğu, erkek memura, karısının doğum yapması sebebiyle isteği üzerine üç gün izin verileceği, memura isteği üzerine, kendisinin veya çocuğunun evlenmesi, annesinin, babasının, eşinin, çocuğunun veya kardeşinin ölümü halinde beş gün izin verileceği, yukarda belirtilen hallerden başka, merkezlerde atamaya yetkili amirler, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar ve yurt dışında, diplomatik misyon şefleri tarafından dairesi amirinin muvafakatiyle, bir yıl içinde toptan veya parça parça olarak, mazeretleri sebebiyle memurlara 10 gün izin verilebileceği, zaruret halinde on gün daha aynı usulle mazeret izni verilebileceği, bu takdirde ikinci defa aldığı bu iznin yıllık izninden düşüleceği, bu izinler sırasında özlük haklarına dokunulmayacağı, "Hastalık İzni" Başlıklı 105. maddesinde, Memurlara hastalıkları halinde, verilecek raporlarda gösterilecek lüzum üzerine, aylık ve özlük haklarına dokunulmaksızın on yıla kadar (on yıl dahil) hizmeti olanlara altı aya kadar, on yıldan fazla hizmeti olanlara oniki aya kadar, kanser, verem ve akıl hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlara onsekiz aya kadar izin verileceği, memurların, hastalıkları sebebiyle yataklı tedavi kurumlarında yatarak gördükleri, tedavi sürelerinin hastalık izinlerine ait sürelerin hesabında dikkate alınacağı ifade edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biomedikal Ünitesinde teknisyen olarak çalışan davacının, göreve başladığı 1993 yılından itibaren döner sermayeden pay aldığı ancak, Maliye Bakanlığınca çıkarılan dava konusu Genelgenin 15. maddesi ile, 2547 sayılı Kanunun 58. maddesinin (a) fıkrasının dördüncü paragrafı hükmü uyarınca, döner sermaye gelirlerinden yararlandırılma katkıya dayandırıldığından, yıllık izin, şua izni ve döner sermaye faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan geçici görevlendirmeler ile bu Tebliğin 12 nci maddesinde belirtilen görevlendirmeler dışında görevin fiilen yapılmadığı dönemlerde ilgililere döner sermaye gelirlerinden pay ödenmeyecektir ibaresinin iptalinin istenildiği anlaşılmaktadır.

Olayda, yıllık izin, şua izni ve döner sermaye faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan geçici görevlendirmelerde döner sermaye katkı payı ödeneceği, kişilerin hastanede tedavi gördükleri ve raporlu oldukları süreler ile mazeret izni, doğum öncesi ve sonrası kullanılan izin sürelerinde, evlilik izni ve doğum izni v.b izinlerinde döner sermaye gelirinden pay alamayacakları sonucuna ulaşılmaktadır.

Oysa; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun mazeret izinlerini düzenleyen 104. maddesinde ve hastalık izinlerini düzenleyen 105. maddesinde getirilen izinler ve hastalıklar sırasında çalışanların özlük haklarına dokunulamayacağı yolundaki emredici hüküm karşısında, Genelge ile Yasayla yapılan düzenlemeden farklı bir düzenlemeye gidilmesinde normlar hiyerarşisine uyarlık bulunmadığı görülmektedir.

Bu durumda, Sosyal Devlet ve Hukuk Devleti ilkelerine ve 657 sayılı Kanunun genel mantığına aykırı bir düzenlemeyle döner sermaye gelirinden pay alacak personeli kısıtlama yoluna giden dava konusu Tebliğ hükmünde hukuka uygunluk görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle, Maliye Bakanlığınca 09.07.2005 gün ve 25870 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 18 Seri Nolu Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Personel Kanunu Genel Tebliğinin 15. maddesinin iptaline, 118.10 YTL yargılama gideri ile davanın karara bağlandığı tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan 30.00 YTL posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine 27.03.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU

Uyuşmazlık, yıllık izin, şua izni ve döner sermaye faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan geçici görevlendirmeler ile dava konusu Tebliğin 12 nci maddesinde belirtilen görevlendirmeler dışında görevin fiilen yapılmadığı dönemlerde ilgililere döner sermaye gelirlerinden pay ödenmeyeceğinden kaynaklanmaktadır.

2547 sayılı Yasanın 58. maddesinde; her eğitim-öğretim, araştırma veya uygulama birimi veya bölümü ile ilgili öğretim elemanlarının katkısıyla toplanan döner sermaye gelirlerinin en az %35'i o kuruluş veya birimin araç, gereç, araştırma ve diğer ihtiyaçlarına ayrılacağı, kalan kısmın ise üniversite yönetim kurulunun belirleyeceği oranlar çerçevesinde bağlı bulunduğu üniversitenin bilimsel araştırma projeleri ile döner sermaye gelirinin el edildiği fakülte, enstitü, yüksek okul, konservatuar ile uygulama ve araştırma merkezlerinde görevli öğretim elemanları ve aynı birimde görevli 14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personel (döner sermaye işletme müdürlüğü ve döner sermaye saymanlık personeli dahil) arasında katkıları da dikkate alınmak suretiyle paylaştırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu yasa maddesinden anlaşılacağı üzere öğretim elemanlarının döner sermaye gelirlerinden yararlanabilmeleri döner sermayeye yaptıkları katkıya bağlı olup, izinli oldukları dönemde döner sermaye gelirlerine katkıda bulunamayacakları açık olduğundan bu gelirden faydalandırılmamaları yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle, davanın reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.


Danıştay 8. Dairesinin 02.03.2004 tarih ve 2003/3611 E., 2004/979 K. Nolu kararı;

Özet: İdare, ancak hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere, dava süresi içinde hatalı ödemeyi isteyebileceğinden, Ocak 2001-Haziran 2002 dönemine ait döner sermaye katkı payının 1.10.2002 günlü işlemle geri ödetilmesi yoluna gidilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Davalı Üniversitede daire başkanı olan davacıya Ocak-2001-Haziran 2002 döneminde döner sermayeden haksız yere 4.848.777.000.-lira ödeme yapıldığından bahisle bu paranın 10 gün içinde saymanlığa yatırılmasına yönelik tesis edilen Maliye Bakanlığı …… Üniversitesi döner sermaye Saymanlık Müdürlüğünün 1.10.2002 gün ve 208 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; maddi ve hukuki olayın birlikte değerlendirilmesinde, daire başkanı olarak görev yapan davacının döner sermaye gelirinin elde edildiği eğitim öğretim, uygulama ve araştırma bölümünde bulunmadığı, gelirin elde edilmesinde katkısı olan öğretim elemanlarıyla aynı birimde çalışmadığının açık olduğu, bu haliyle idari personel olan davacının, döner sermayeden pay alma hakkının bulunmadığı, davacıya haksız yere yapılan ödemenin geri alınmasına yönelik olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Konya İdare Mahkemesinin 30.4.2002 gün ve E:2002/1487, K:2003/553 sayılı kararının; 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Konya Defterdarlığı'nın Savunmasının Özeti:İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü'nün Savunmasının Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Özdal OZEREN'in Düşüncesi: İstemin kabulünün gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Radiye TİRYAKİ'nin Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık, davacıya ödenen döner sermaye katkı payının geri alınması istemine ilişkindir.

İdare ve idari yargı yerleri yönünden bağlayıcı nitelikte bulunan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve 1973/14 sayılı kararında; idarenin hatalı bir işleme dayanarak ödediği tutarın geri alınmasına, bir mahkeme kararına gerek olmaksızın karar verilebileceğine, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi durumlarında süre aranmaksızın ödenen tutarın her zaman geri alınabileceğine, belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin geri alınmasının hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava süresi içinde mümkün olduğuna hükmedilmiş bulunmaktadır.

Anılan kararda, açık bir hatadan sözedilebilmesi için, işlemde idare edilenin kolayca anlayabileceği nitelikte bir açık hatanın mevcut olması ve idareyi haberdar etmemesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, 2547 sayılı Yasanın döner sermaye ile ilgili esasların belirlendiği 58. maddesinde ve 2547 sayılı Yükseköğretim Yasasının 58. Maddesine Göre döner sermaye İşletmelerinin Kurulmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmelikte önemli değişikliklerin yapılmış olduğu, Üniversitede sadece bir döner sermaye işletmesinin kurulabilecek olması gibi ortaya yeni durumların ve uygulamaların çıkmış olması nedenleriyle davacıya döner sermaye katkı payı ödenmesinde yukarıda anılan nitelikte açık bir hatanın oluşmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, idare, ancak hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere, dava süresi içinde hatalı ödemeyi isteyebileceğinden, Ocak 2001-Haziran 2002 dönemine ait döner sermaye katkı payının 1.10.2002 günlü işlemle geri ödetilmesi yoluna gidilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Konya İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 2.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

Danıştay 5. Dairesinin 28.01.2016 tarih ve Esas No: 2015/6106, Karar No: 2016/311 nolu kararı;

Özet: Ayvalık Devlet Hastanesinde baştabip yardımcısı olarak görevlendirilmesinin sonlandırılmasına ilişkin 16.4.2007 günlü ve 7145 sayılı işlem Mahkeme tarafından iptal edilerek, hukuka aykırılığı saptanmış olduğundan ve davacının döner sermaye ek ödemesinden "fiilen" Ayvalık Devlet Hastanesinde çalışamaması nedeniyle yararlanamaması, Mahkemece iptal edilen bu işlemden kaynaklandığından, yukarıda değinilen Anayasa hükmü uyarınca, uğradığı maddi zararların davalı İdarece tazmini zorunludur.

 

İsteğin Özeti : Balıkesir İdare Mahkemesi'nce verilen 6.3.2014 günlü, E:2014/277; K:2014/287 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Dava; Balıkesir Ayvalık Sağlık Ocağı Tabibi olan ve Ayvalık Devlet Hastanesinde baştabip yardımcısı olarak görevlendirilen davacının, bu görevlendirilmesinin kaldırılmasına ilişkin 16.4.2007 günlü işleme karşı açtığı davada, anılan işlemin iptal edilmesi sonucu eski görevine iade edilmesi üzerine, yargı kararı ile iptal edilen işlem nedeniyle mahrum kaldığı döner sermaye ek ödemelerinin tarafına ödenmesi amacıyla yaptığı başvurunun reddine ilişkin 11.8.2009 tarih ve 5171 sayılı Performans Yönetimi ve Kalite Daire Başkanlığı işleminin iptali ile ödenmeyen döner sermaye ek ödemelerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

Balıkesir İdare Mahkemesinin 30.3.2012 günlü, E:2009/1077; K:2012/839 sayılı kararıyla; döner sermaye ek ödemesinin, ancak personelin kurum ve kuruluşunda fiilen katkı sağladığı sürece verileceğinin hükme bağlanmış olması karşısında, davacının fiilen görev yapmadığı süreler için döner sermaye katkı payı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Anılan kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11.3.2013 günlü, E:2012/10581; K:2013/1812 sayılı kararıyla, Balıkesir Ayvalık Sağlık Ocağı Tabibi olan davacının Ayvalık Devlet Hastanesine baştabip yardımcısı olarak görevlendirilmesinin sonlandırılmasına ilişkin 16.4.2007 günlü ve 7145 sayılı işlemin Mahkeme tarafından iptal edildiği; davacının döner sermaye ek ödemesinden "fiilen" Ayvalık Devlet Hastanesinde çalışamaması nedeniyle yararlanamamasının, Mahkemece iptal edilen bu işlemden kaynaklandığı ve uğradığı maddi zararın tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına hükmedilmiştir.

Bu kez, Balıkesir İdare Mahkemesinin 6.3.2014 günlü, E:2014/277; K:2014/287 sayılı kararıyla; Balıkesir Ayvalık Sağlık Ocağı Tabibi olan davacının, Ayvalık Devlet Hastanesinde baştabip yardımcısı olarak görevlendirilmesine ilişkin 10.3.2005 günlü ve 3232 sayılı onayın Personel Genel Müdürlüğünce uygun görülmemesi nedeniyle iptaline dair 16.4.2007 günlü ve 7145 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı davada, Danıştay Beşinci Dairesinin 3.10.2012 günlü, E:2009/2239; K:2012/5697 sayılı bozma kararına uyularak davanın reddine hükmedildiği; öte yandan, döner sermaye ek ödemesinin, ancak personelin kurum ve kuruluşunda fiilen katkı sağladığı sürece verileceğinin hükme bağlanmış olması karşısında, davacının fiilen görev yapmadığı süreler için döner sermaye katkı payı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

İdari işlemler hakkında, hukuka aykırı olduklarından bahisle iptalleri istemiyle açılan idari davalarda, hukuka uygunluk denetiminin, idari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibarıyla yapılması gerekir.

Buna göre; Mahkemece yapılacak olan denetimin, dava konusu işlemin tesis edildiği 11.8.2009 tarihindeki hukuki duruma göre yapılması gerektiği açıktır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.“ kuralına yer verilmiştir.

Bir idari işlemin yargı kararıyla iptal edilmesinin, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu; başka bir anlatımla, işlemin kurulduğu tarihten önceki hukuki durumun geçerliğini sağladığı İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir. Bu nedenle, İdare, iptal kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem yapmak, iptal edilen idari işlemden doğan tüm sonuçları ortadan kaldırmak, idari işlemin hiç yapılmamış sayılması ilkesinin gereği olarak önceki hukuki durumun geçerliğini sağlamakla yükümlüdür.

Açılan dava sonunda, Balıkesir Ayvalık Sağlık Ocağı Tabibi olan davacının, Ayvalık Devlet Hastanesinde baştabip yardımcısı olarak görevlendirilmesinin sonlandırılmasına ilişkin 16.4.2007 günlü ve 7145 sayılı işlem Mahkeme tarafından iptal edilerek, hukuka aykırılığı saptanmış olduğundan ve davacının döner sermaye ek ödemesinden "fiilen" Ayvalık Devlet Hastanesinde çalışamaması nedeniyle yararlanamaması, Mahkemece iptal edilen bu işlemden kaynaklandığından, yukarıda değinilen Anayasa hükmü uyarınca, uğradığı maddi zararların davalı İdarece tazmini zorunludur.

Belirtilen hukuki duruma göre, döner sermaye ek ödemesi farklarının, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı bir parasal hak olarak, Ayvalık Devlet Hastanesinde görev yapamadığı ilgili dönem için hesaplanarak adı geçene tazminen ödenmesi gerekirken, İdare Mahkemesince döner sermaye ek ödemesine yönelik tazminat isteminin reddine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Öte yandan; dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte hukuki durum bu olmakla birlikte, kararın uygulanması aşamasında, Balıkesir Ayvalık Sağlık Ocağı Tabibi olan davacının, Ayvalık Devlet Hastanesinde baştabip yardımcısı olarak görevlendirilmesine ilişkin 10.3.2005 günlü ve 3232 sayılı onayın Personel Genel Müdürlüğünce uygun görülmemesi nedeniyle iptaline dair 16.4.2007 günlü ve 7145 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı dava sonucunda, dava konusu işlemin iptali yolunda Balıkesir İdare Mahkemesince verilen 23.10.2008 günlü, E:2007/337; K:2008/1244 sayılı kararın, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 3.10.2012 günlü, E:2009/2239; K:2012/5697 sayılı kararıyla bozulmasına hükmedildiği ve Mahkemece bozma kararına uyularak, 25.12.2012 günlü, E:2012/1816; K:2012/2481 sayılı kararla davanın reddine karar verildiği hususu da dikkate alınarak, davalı İdarelerce yeniden bir işlem tesis edileceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Balıkesir İdare Mahkemesince verilen 6.3.2014 günlü, E:2014/277; K:2014/287 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına; aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 28.1.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Danıştay 11. Dairesinin 22.06.2011 tarih ve 2010/8603 E.,2011/4211 K. Nolu kararı;

Özet: 112 Acil sağlık hizmetleri istasyonu emrinde acil tıp teknikeri olarak görev yapan davacıya, acilde çalışan personel için belirlenen riskli birim ek ödeme katsayısı üzerinden döner sermaye ek ödemesi yapılmayacağı hakkında.

İstemin Özeti: Aksaray İdare Mahkemesinin 12.8.2010 tarihli, E:2010/129 K:2010/876 sayılı kararının; davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Nigar Dilimen

Düşüncesi: 209 sayılı Kanun'a ve Sağlık Bakanlığı'na Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmeliğe uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden davalı idare temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı :  Handan Yağuş

Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

Dava, Aksaray İl Ambulans Servisi Başhekimliği'ne bağlı 2 Nolu 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu emrinde acil tıp teknikeri olarak görev yapan davacı tarafından, acil servis hizmetlerini fiilen yürüttüğünden bahisle döner sermaye ek ödemesinin acilde çalışan personel için belirlenen riskli birim ek ödeme katsayısı üzerinden hesaplanarak ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, doğrudan kendilerine başvuran veya il ambulans servisi başhekimliğine bağlı ekipler tarafından getirilen acil hasta ve yaralılara acil tıbbi müdahale yapma görevi olan acil servis çalışanları için öngörülen riskli birim ek ödeme katsayısının; aynı nitelikte ve bazen daha büyük risk altında çalışma zorunluluğu bulunan ve acil tıbbi müdahale yaptığı tartışmasız olan 112 Acil Sağlık İstasyonu çalışanlarına uygulanmamasının hakkaniyete uygun olmadığı, dolayısıyla davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

209 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun'un 5. maddesinin 3. fıkrasında; personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile bu kurum ve kuruluşlarda 10.7.2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline ve 13.12.1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3. maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personele mesai içi veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabileceği, sağlık kurum ve kuruluşlarında Bakanlıkça belirlenen  hizmet sunum şartları ve kriterleri de dikkate alınmak suretiyle, bu ödemenin oranı ile esas ve usullerinin; personelin ünvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, tetkik, eğitim ve araştırma faaliyetleri ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığı'nca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği , 4. fıkrasında ise; personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yapılacak ek ödemenin tutarının, ilgili personelin bir ayda alacağı aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamının; klinik şefleri ve şef yardımcıları ile uzman tabip kadrosuna atanan profesör ve doçentlerde yüzde 800'ünü, uzman tabip ve tıpta uzmanlık mevzuatında belirtilen dallarda bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlar ile uzman diş tabiplerinde yüzde 700'ünü, pratisyen tabip ve diş tabiplerinde yüzde 500'ünü, idari sağlık müdür yardımcısı, hastane müdürü ve eczacılarda yüzde 250'sini, başhemşirelerde yüzde 200'ünü, diğer personelde ise yüzde 150'sini geçemeyeceği, işin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, enfeksiyon, özel bakım gerektiren ruh sağlığı, organ ve doku nakli, acil servis ve benzeri sağlık hizmetlerinde çalışan personel için yüzde 150 oranının yüzde 200 olarak uygulanacağı kurallarına yer verilmiştir.

12.5.2006 tarihli ve 26166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; 112 acil sağlık istasyonları "kuruluş", (c) bendinde, Bakanlığa bağlı ikinci basamak (entegre ilçe hastaneleri dahil) ve üçüncü basamak yataklı tedavi kurumları "kurum" olarak tanımlanmış, 5. maddesinin (y) bendinde, kurumlarda özellik arz eden riskli bölümlerin; ameliyathane, yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, acil servis-poliklinik, ruh sağlığı ve hastalıkları hastanelerinin psikiyatri servisleri ve kemik iliği nakil üniteleri olduğu, özellik arz eden riskli birimlerde kısmi süreli çalışan personelin, çalıştığı süre kadar riskli birimler için öngörülen katsayılar üzerinden değerlendirileceği, 5. maddesinin (jj) bendinde ise, kuruluşlarda sağlık müdürlüğü, sağlık grup başkanlıkları ile 112 acil sağlık hizmetlerinde çalışan personel ve o dönem eğitim faaliyetlerinde görevli eğiticilere il performans puan ortalamasının %10'u oranında ek puan verileceği kurala bağlanmıştır.

Anılan Yönetmeliğin 5. maddesinin (y) bendinde; kurumlarda özellik arz eden riskli bölümler sayma yolu ile gösterilmiş ve bu birimlerde çalışan personelin, çalıştığı süre kadar riskli birimler için öngörülen katsayılar üzerinden değerlendirileceği, 5. maddesinin (jj) bendinde ise, kuruluş niteliğinde olan 112 acil sağlık hizmetlerinde çalışan personele il performans puan ortalamasının %10'u oranında ek puan verileceği belirtilmiş olup, 112 acil sağlık hizmetlerinde çalışan personel ile kurumlarda riskli birimlerde çalışan personele ödenecek ek ödeme oranları ayrı ayrı düzenlenmiştir. Buna göre Yönetmelikte kurumlarda özellik arz eden riskli bölümler için riskli birim ek ödeme katsayısı belirlendiği halde, kuruluşlar için bu yönde bir düzenleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, yalnız kurumların acil -servis polikliniklerinde çalışan personelin acilde çalışan personel için belirlenen riskli birim ek ödeme katsayısından yararlanması mümkün olduğundan, kurum niteliğinde olmayan 112 acil sağlık hizmeti istasyonunda çalışan davacı hakkında tesis edilen işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle; davalı idare temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine, 22.6.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Danıştay 11. Dairesinin 25.04.2011 tarih ve 2010/6405 E., 2011/2893 K. Nolu kararı;

Özet: Üniversite rektörlüğü güvenlik müdürlüğünde güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken, sağlık uygulama ve araştırma merkezinde görevlendirildiği için 2009 yılında 2547 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca döner sermaye katkı payı payından yararlanan davacıya, 375 sayılı KHK'nin Ek 3. maddesine göre yapılacak ek ödemede, 2009 yılında almış olduğu döner sermaye katkı payının, 2010 yılında emsali personele ödenen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen Ek 3. maddesi uyarınca ödenecek ek ödeme tutarından mahsuplaştırılmak suretiyle ödeneceği hakkında.

İstemin Özeti : Adana 2. İdare Mahkemesinin 29.4.2010 tarihli, E:2009/1660 K:2010/508 sayılı kararının; davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti        :  İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi :  Nigar Dilimen

Düşüncesi                    : Davalı idare temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Şenol Bolat

Düşüncesi          : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

Dava, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü Güvenlik Müdürlüğünde güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken 1.1.2008 tarihinde Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde (Balcalı Hastanesi) görevlendirilen davacı tarafından, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek. 3. maddesi uyarınca ek ödeme yapılması için yaptığı başvurunun; 2009 yılında 2547 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca almış olduğu döner sermaye ek ödemeleri net tutarının, 2010 yılında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek. 3. maddesinin 1. fıkrasına göre yapılması öngörülen toplam net tutarına ulaştığı tarihten itibaren ek ödeme yapılmaya başlanacağından bahisle reddine ilişkin işlemin iptaline ve yoksun kalınan ek ödeme tutarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, 2009 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinde güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken aynı zamanda 2547 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca döner sermaye ek ödemesinden de yararlandığı ihtilafsız olan davacının, döner sermaye ek ödemesi yapılmayan Rektörlük emrine atanması üzerine bir önceki yıl olan 2008 yılında aldığı döner sermaye tutarı (2.806,30-TL) ve 2009 yılı Kasım ayı da dahil emsali personelin aldığı ek ödeme tutarı (2.892,57TL) ile yapılan mahsuplaştırma sonucu 2009/Kasım ayında 86,18-TL, 2009/Aralık ayında ise 270,93-TL ek ödemeden yararlandırıldığının, 2010 yılı için ise ancak bir önceki yıl olan 2009 yılında almış olduğu döner sermaye ödemeleri toplam net tutarının (2.964,58-TL) 2010 yılında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek. 3. maddesinin 1. fıkrasına göre yapılması öngörülen toplam net tutara ulaştığı tarihten itibaren ek ödeme yapılmaya başlanacağı belirtilerek dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, bu itibarla davacının 2010 yılı içerisinde döner sermaye ek ödemesinden faydalanamıyacağının kuşkusuz olduğu, davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek. 3. maddesinin 3. fıkrası kapsamında olmadığı, dolayısıyla 2010 yılı denge tazminatı ödemelerinde 2009 yılı içerisinde aldığı döner sermaye tutarlarının dikkate alınmaması gerektiği, aksi düşüncenin Kanun'un amacına ters düşeceği sonucuna varıldığından, davacının 2009 yılında almış olduğu döner sermaye ödemelerinin net tutarının 2010 yılında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek. 3. maddesinin 1. fıkrasına göre yapılması öngörülen toplam net tutara ulaştığı tarihten itibaren ek ödeme yapılmaya başlanacağına ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle davacıya ödenmeyen 2010 yılına ilişkin ek ödemelerin her ay ödenmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.