Danışmanlık Sözleşmeleri Hizmet Sözleşmesi Mi Eser Sözleşmesi Mi Kabul Edilmelidir?

Hizmet Alımları İhale Dokümanları
Danışmanlık Sözleşmeleri Hizmet Sözleşmesi mi Eser Sözleşmesi mi Kabul Edilmelidir?
Özeti :

Eser sözleşmesi ile hizmet sözleşmesi birbirine karıştırılmaktadır. Danışmanlık hizmet sözleşmelerinin hangi kapsamda mütalaa edileceği hususu da tereddüt konusu olmaktadır. Borçlar kanunu hükümleri de dikkate alınmak suretiyle, danışmanlık hizmet alımlarının eser sözleşmesi, istisna akdi kapsamında ele alınması gerektiği değerlendirilmektedir.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

Danışmanlık Sözleşmeleri Hizmet Sözleşmesi mi Eser Sözleşmesi mi Kabul Edilmelidir?

 

Danışmanlık Sözleşmelerini, hizmet sözleşmesi olarak değil, istisna (eser) sözleşmesi olarak nitelemek hukuken uygun olacaktır. Şöyle ki;

Türk Borçlar Kanunu’nun 470 inci maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmış olup, istisna sözleşmesi bir işgörme borcu doğuran sözleşme olmakla birlikte; bu sözleşmenin konusu açısından önemli olan, çalışmanın (işgörme faaliyetinin) kendisinden çok bu çalışmadan ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabil sonuçtur. O halde, objektif olarak tesbiti mümkün olan, belirli bir maddi veya maddi olmayan sonucun meydana getirilmesi, istisna sözleşmesinin konusunu oluşturabilecektir.

İstisna sözleşmesinde, eser meydana getirme ile ücret taahhütleri, karşılıklı mübadele ilişkisi içinde olan edimler niteliğindedir. Bu sebeple istisna sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olarak değerlendirilmektedir. Ücretin hesaplanış tarzının, istisna sözleşmesinin bir unsuru olmak itibariyle bir önemi yoktur. Ücretin, bütün eser için tek bir rakam olarak veya çeşitli işler ve masraflar için çalışma günlerine veya saatlerine, ölçü veya ağırlığa ve parça başına birim fiyatları üzerinden belirlenmesi mümkündür. Ücretin iş saatine veya gününe göre hesaplanması, sözleşmenin istisna sözleşmesi olma niteliğini değiştirmez; para ile tayini de gerekli değildir. İstisna sözleşmesinin meydana gelmesi için, tarafların meydana getirilecek eser ve karşılığında ödenecek ücret konusunda anlaşmış olmaları gereklidir. İstisna sözleşmesinde eseri teslim borcu ile iş sahibinin ücret ödeme borcu, bu anlaşmanın niteliğinden çıkan sonuçtur. Ücret, tarife üzerinden veya yapılan işin değerine ve yapılan masraflara göre belirlenir. Ücretin götürü olarak tesbiti, meydana getirilecek eser bedelinin önceden ve kesin olarak tesbiti demektir. Bu, eserin tamamı için toptan bulunan bir rakam olabileceği gibi, birim fiyat üzerinden hesaplanacak bir rakam da olabilir. İşgörme borcu doğuran sözleşmelerdeki önce işin yapılması, sonra paranın (ücretin) alınması şeklindeki genel kural, bu şekilde istisna sözleşmesi için de kabul edilmiş olmaktadır.

İstisna sözleşmesinde; karşı tarafın bir bütün teşkil eden sonuç borcu tarzında eser meydana getirme borcu altında olması ve iş sahibine nazaran bağımsız olarak iş görmesi, ani edimli sözleşme olması, bu sözleşmenin önemli özelliklerindendir.

Sözleşmede eserin teslimi için bir süre kararlaştırılmış ise, işe süresinde başlanılması, devam edilmesi ve öngörülen sürede işin bitirilmesi icap edecektir.

Anılan Kanun’un 393 üncü maddesine göre, Hizmet sözleşmesi ise, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme olup, Hizmet sözleşmelerinde çalışanın bir sonuç meydana getirme borcu bulunmamaktadır. Oysa ki Danışmanlık Sözleşmeleri ile, belirli süreler içerisinde bir sonuç ortaya konulması karşılığında bedel ödemesi öngörülmekte olup, bu sözleşmeleri hizmet akdi olarak nitelemeye hukuken imkan bulunmamaktadır. Danışman Sözleşmelerinde yer verilen İdarenin denetim ve gözetimi ile süreye ilişkin hükümler; Danışmana yapılacak ödemeye esas “İş”in öngörülen sürede ve nitelikte yerine getirilip getirilmediğinin takibi ve kontrolüne ilişkin olup, Danışman ile İdare arasında bağımlılık oluşturmamakta, sözleşmeye hizmet akdi niteliği kazandırmamaktadır.