Belediyelerin Muhtarlıklara Yaptıkları Yardımlar Üzerine Bir Değerlendirme

Mali Yönetim Mali Yönetim ve Kontrol
BELEDİYELERİN MUHTARLIKLARA YAPTIKLARI YARDIMLAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Özeti :

Belediyeler tarafından muhtarlıklara yardımlar yapılmakta ve destekler sağlanmaktadır. Ayni yardımların yapılmasında sakınca bulunmamakla birlikte, belediyeler muhtarlıklara nakdi yardımda bulunabilirler mi? Analizde bu konular ele alınmaktadır.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

BELEDİYELERİN MUHTARLIKLARA YAPTIKLARI YARDIMLAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Günümüzde çok sayıda belediye mahalli sınırları içindeki muhtarlıklara çeşitli şekillerde yardımlarda bulunmaktadır. Söz konusu yardımların temel dayanağı 5393 sayılı Belediye Kanununun 9 uncu maddesi muğlak ifadeler içerdiği için söz konusu yardımlar çok geniş bir şekilde yorumlanmaktadır.

5393 sayılı Kanunun “Mahalle ve yönetimi” başlıklı 9 uncu maddesi 3 üncü fıkrası “Belediye, mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarının karşılanması ve sorunlarının çözümü için bütçe imkânları ölçüsünde gerekli ayni yardım ve desteği sağlar; kararlarında mahallelinin ortak isteklerini göz önünde bulundurur ve hizmetlerin mahallenin ihtiyaçlarına uygun biçimde yürütülmesini sağlamaya çalışır.” diyerek belediye tarafından muhtarlıklara yapılacak yardımlar konusunda geniş bir çerçeve çizmiştir. Söz konusu fıkradaki “ayni yardım” ve “destek” ifadeleri dayanak yapılmak suretiyle belediyeler tarafından muhtarlıklara yardımlar yapılmaktadır.

Mevzuatımızda Mahallelerle ilgili temel düzenleme 4541 sayılı “Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanun” dur.

Mezkur kanununun 20 inci maddesinde;

“Mahalle muhtarları ve ihtiyar heyetleri tarafından görülecek hizmetlere karşılık olarak iş sahiplerinden harç alınır ve alınan harç miktarı, evrak ve vesikalar üzerinde gösterilir. Hangi işlerden ne miktar harç alınacağı her mali sene iptidasında vilayet idare heyetlerince kararlaştırılır.”

21 inci maddesinde;

“Harçlar münhasıran muhtarlara aittir. Muhtarlık işlerinin tedviri için lüzumlu kira, ısıtma, aydınlatma, hademe ücreti gibi masraflar bu harçlardan ödenir.”

şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.

4541 sayılı kanununun yukarıdaki maddelerinden anlaşıldığı üzere kanun koyucu muhtarların yaptıkları hizmetler karşılığında il idare kurullarınca belirlenecek tutarlarda harç alacağını belirterek bu harçların muhtarlıkların kira, elektrik, ısınma, hademe ücretlerinin ödenmesinde kullanılacağını ifade etmektedir. 4541 sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan “Şehir ve Kasabalardaki Mahalle Muhtar ve İhtiyar Kurulları Tüzüğü” nün “Harçlar ve Tarifeler” başlıklı 5 inci bölümünün 34, 36, 38 inci maddelerinde daha detaylı bir anlatıma gidilmiştir. Adı geçen tüzüğün 34 üncü maddesinde “Mahalle muhtar ve ihtiyar kurulları tarafından (vatandaşların kendi özlük işlemlerine esas olacak nitelikte olmak üzere) görülecek hizmetlere karşılık olarak ilgili iş sahiplerinden harç alınır ve alınan harç miktarı gerek iş sahiplerine verilen her türlü kağıtlarda ve gerek muhtarlıkta bulunan harç defterinde gösterilir.” denilerek iş sahiplerinden harç alınacağı tekrar edilmekte 36 ıncı maddesinde “Harç tarifesinin yapılmasında tarifenin uygulanacağı şehir veya kasabanın ekonomi durumu, halkın geçim düzeyi ve yaşama şartları ve bu harçları ödeme yeteneği göz önünde tutulacağı gibi muhtarlık işlerinin yürütülmesi için gerekli olan kira, ısıtma, aydınlatma ve hizmetçi ücreti gibi giderler de gözetilir.” denilerek il idare kurullarınca harç ve tarifelerin belirlenmesinde hangi kriterlerin göz önünde bulundurulacağı ve 38 inci maddesinde “Muhtarlık işlerinden alınacak harçlar yalnız muhtarlara aittir. Muhtarlık işlerinin yürütülmesi için gerekli olan kira, ısıtma, aydınlatma, hizmetçi ücreti, kırtasiye gibi giderler bu harçlardan ödenir.” denilerek tahsil edilen tutarlardan hiçbir yere pay ayrılmayacağı, sadece muhtarlıkların yukarıda belirtilen hizmetleri için kullanılacağı belirtilmiştir.

Yukarıda belirtilen kanun ve tüzük hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, norm belirleyici güç, en küçük sosyal yapıları ifade eden idari birimler olan muhtarlıkları kurarken onları kaynaktan mahrum bırakmamış ve onlara önem atfederek gelirlere kavuşma imkanı sağlamış ve bu gelirlerin ne gibi giderler için kullanılacağını açıkça anlatmıştır. Norm koyucu yakın komşuluk ilişkilerinin kurulduğu bu idari birime verdiği önem dolayısıyla olacak ki mahalle ve muhtarlıklara 5393 sayılı Belediye Kanununda da yer vermiş ve belediyelere bütçe imkanları doğrultusunda mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarının giderilmesinde gerekli ayni yardım ve desteği sağlamasını görev olarak vermiştir.

4541 sayılı kanun ve bu kanuna dayanarak çıkarılan tüzük hükümlerine bakıldığında aslında büyükşehirlerdeki mahallelerin büyüklüğü de göz önünde bulundurulduğunda rahatlıkla giderlerini karşılayabileceği düşünülebilir. Ancak özellikle küçük yerleşim birimlerinde harç ve tarifelerden elde edilen gelirler düşük miktarlarda kalmaktadır ve bu durumda muhtarlıklar belediyelerden yardım talep etmektedirler. Belediyelerin de 5393 sayılı yasanın 9 uncu maddesinden aldığı güçle muhtarlıkların elektrik, aydınlatma, telefon giderlerini ödedikleri yine muhtarlıklara bilgisayar, yazıcı, telefon temin ettikleri hatta bazı belediyelerin muhtarlıklara nakdi yardımda bulundukları görülmektedir. Peki sayılan yardımların ve benzerlerinin yapılması yukarıda belirtilen mevzuat açısından ne kadar uygundur?

Belediyeler tarafından yapılan yardımların yürürlükteki mevzuata uygun olup olmadığının değerlendirilmesinde 5393 sayılı kanunun 9 uncu maddesindeki “ayni yardım” ve “destek “ ifadelerinin anlamı irdelenmelidir. Ayni yardım kavramını açıklığa kavuşturacak olursak “ayni“ kelimesi arapça “ayn” kelimesinden gelmekte olup “boşlukta yer kaplayan her şey”, “madde” anlamlarına gelmekte olup “ayni yardım“ mal şeklinde yapılan yardımları ifade etmektedir. Yani belediyelerin muhtarlıklara demirbaş, mefruşat, yazıcı, bilgisayar gibi teminleri ayni yardım kapsamındadır ve bu yardımların yapılmasının mevzuat açısından uygun olduğu düşünülmektedir. Diğer yandan belediyelerin muhtarlıkların aydınlatma, ısınma, telefon, kira ödemelerini karşılamasını tartışacak olursak 4541 sayılı kanun açıkça muhtarlıkların yukarıda belirtilen giderlerini elde ettikleri harç ve tarife ücretlerinden ödeyeceğini belirtmiştik. Söz konusu ödemelerin ayni yardım kapsamında da değerlendirilemeyeceği hususu ortadayken adı geçen ödemelerin belediye bütçesinden yapılması mevzuata aykırı gibi gözükebilir. Ancak burada 5393 sayılı kanunun 9 uncu maddesindeki “destek” ifadesi önem kazanmaktadır ve söz konusu ifade belediyelere geniş bir yardım perspektifi sunmaktadır. Bu bağlamda çoğu küçük yerleşim birimlerinde muhtarlıkların elde ettikleri harç ve tarifenin kısıtlı olması sebebiyle her ne kadar 4541 sayılı kanun muhtarlıklar kira, ısıtma, aydınlatma gibi giderleri kendi gelirlerinden karşılayacak dese de çoğu muhtarlığın gücü söz konusu giderleri karşılamaya yetmeyebilir. Bu nedenle belediyelerin 5393 sayılı kanunun 9 uncu maddesindeki “destek” ifadesinden hareketle muhtarlıkların telefon, aydınlatma, ısınma vb. giderleri karşılayabileceğini düşünmekteyiz.

Muhtarlıklara nakdi yardımda bulunma hususu ise tamamen farklıdır. “Destek” ibaresi dolayısıyla belediye muhtarlıklara nakdi yardımda da bulunabilecek midir? Belirtmek gerekir ki, “Destek” kelimesi sözlük anlamı olarak “maddi ve manevi yardımcı”, “koruma” gibi anlamlara gelmektedir. Geniş bir yorumla buna istinaden yardımlarda bulunulabilir. Ancak kanun koyucu 5393 sayılı kanunu yaparken “destek” ifadesi ile gerçekten neyi amaçlamıştır? Muhtarlıklara nakdi yardım yapılması gerçekten murat edilmiş olsaydı, 5393 sayılı kanunun 9 uncu maddesi 3 üncü fıkrasında ayni-nakdi yardım ayrımına gitmez sadece her türlü yoruma açık “yardım” ifadesi ile düzenlemeyi yapardı. Bundan dolayı “destek” ibaresinin nakdi yardımı içermediğini yukarıdaki kısımda ifade edildiği gibi kendilerine yaptıkları işler için öngörülen harç ve tarifelerden elde ettikleri gelirleri yetmeyen muhtarlıkların telefon, aydınlatma, ısınma, internet v.b harcamalarının karşılanmasını içerdiğini düşünmekteyiz. Görüldüğü gibi 5393 sayılı kanunun 9 uncu maddesi 3 üncü fıkrası bir boşluk içermektedir ve kanaatimizce nakdi yardımların verilip verilmeyeceğine yönelik olarak düzenleme yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

Sonuç olarak; günümüzde küçük şehirlerdeki muhtarlıkların gelirleri ve yapacağı harcamalar ve 5393 sayılı Belediye kanunu 9 uncu maddesi 3 üncü fıkrası “ayni yardım” ve “destek” ifadeleri de göz önüne alındığında, belediyelerin muhtarlıkların telefon, internet, aydınlatma gibi harcamalarını bütçesinden ödeyebileceğini yine belediyelerin muhtarlıklara ayni yardım niteliğinde demirbaş, mefruşat vb. yardımda bulunabileceğini fakat muhtarlıklara nakit yardımda bulunamayacağını, bu konuda 5393 sayılı Belediye Kanununda düzenleme yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.