Belediye Şirketleri Taşıt Kanunu Hükümlerine Tabi Midir?

Hizmet Alımları Belediye Şirketleri
BELEDİYE ŞİRKETLERİ TAŞIT KANUNU HÜKÜMLERİNE TABİ MİDİR?
Özeti :

Belediye şirketlerinin 237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamında olup olmadığı ve bağlı olarak hizmet alımı suretiyle taşıt edinilmesine ilişkin usul ve esasların belediye şirketlerini bağlayıp bağlamadığı tartışma konusu olmaktadır. Analiz bu tartışmaya son vermektedir.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

BELEDİYE ŞİRKETLERİ TAŞIT KANUNU HÜKÜMLERİNE TABİ MİDİR?

Belediye şirketleri 2010 yılında 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ile Sayıştay denetimine tabi kılınmakla birlikte 2014 yılından itibaren seçilen belediye şirketlerinde denetime başlanmıştır. Yeni denetlenmeye başlanan her kurum ve kuruluşta olduğu gibi belediye şirketlerinde de denetimler esnasında ilginç tespit, iddia veya cevaplanması gereken sorularla karşı karşıya kalınabilmektedir.

Belediye şirketlerindeki cevaplanması gereken sorulardan bir tanesi de şirketlerin 237 sayılı Taşıt Kanunu hükümlerine tabi olup olmadığı hakkındadır.

İlgili Kanunun kapsam başlıklı 1’nci maddesindeki düzenleme şu şekildedir;

  1. Genel bütçeye dahil dairelerle katma ve özel bütçeli idareler ve bunlara bağlı sabit ve döner sermayeli müesseseler, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri,
  2. İktisadi Devlet Teşekkülleri ve özel kanun ve kararnamelerle kurulan her çeşit banka ve teşekküller,
  3. Yukardaki (a) ve (b) fıkralarında yazılı daire, idare, banka, teşekkül ve müesseselerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları teşekkül ve müesseseler,

Görüleceği üzere taşıt kanunu kapsamında belediyeler sayılmış iken belediye şirketlerinin kanun kapsamında olduğuna dair net ifade bulunmamaktadır.

Bununla birlikte Kanunun birinci maddesinin altı çizili (c) bendindeki … “(a) ve (b) fıkralarında yazılı daire, idare, banka, teşekkül ve müesseselerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları teşekkül ve müesseseler” ifadelerinin belediye şirketlerini işaret ettiği yönünde görüşler bulunmaktadır.

Bu görüşlere göre belediye şirketleri belediyelerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu teşekkül ve müessese kavramı içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla netleştirmemiz gereken kavramlar teşekkül ve müessese ifadeleridir.

Bu iki kavramda karşılığını 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında KHK’de tanımlanmaktadır:

KHK’nın 2’nci maddesinde bu iki kavram ayrıntılı olarak açıklanmıştır;

  1. Kamu iktisadi teşebbüsü "Teşebbüs"; iktisadi devlet teşekkülü ile kamu iktisadi kuruluşunun ortak adıdır.
  2. İktisadi devlet teşekkülü "Teşekkül"; sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür.
  3. (Değişik: 24/11/1994 - 4046/34 md.) Kamu iktisadi kuruluşu "Kuruluş"; sermayesinin tamamı Devlete ait olup tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan kamu iktisadi teşebbüsüdür.
  4. Müessese; sermayesinin tamamı bir iktisadi devlet teşekkülüne veya kamu iktisadi kuruluşuna ait olup, ona bağlı işletme veya işletmeler topluluğudur.
  5. Bağlı ortaklık; sermayesinin yüzde ellisinden fazlası iktisadi devlet teşekkülüne veya kamu iktisadi kuruluşuna ait olan işletme veya işletmeler topluluğundan oluşan anonim şirketlerdir.
  6. İştirak; iktisadi devlet teşekküllerinin veya kamu iktisadi kuruluşlarının veya bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketlerdir.
  7. İşletme; müesseselerin ve bağlı ortaklıkların mal ve hizmet üreten fabrika ve diğer birimleridir.

Görülmektedir ki teşekkül ve müessese kavramları karşılığını 233 sayılı KHK’da Kamu İktisadi Teşekküllerini ifade eden bir kavram çerçevesinde bulmuş olup belediye şirketleri ile bir bağlantısı bulunmamaktadır.

Konunun biraz daha anlaşılır olması açısından aynı kapsam maddesine yer veren bir başka Kanuna da bakmakta fayda bulunmaktadır.

Bu Kanun ilginçtir ki 6245 sayılı Harcırah Kanunu’dur. [1]Kanunu’nun Kapsam başlıklı birinci maddesi aşağıdaki gibidir;

Madde 1 – a) Umumi Muvazeneye dahil dairelerle mülhak ve hususi bütçeli idareler (Köy bütçeleri hariç) ve bunlara bağlı sabit ve mütedavil sermayeli müesseseler;

  • b) (Değişik: 25/6/1958 - 7145/1 md.) Hususi kununlarla kurulmuş banka ve teşekküller; (Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı, Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı ve Türk Havayolları Anonim Ortaklığı hariç);
  • c) Yukarıdaki (a) ve (b) fıkralarında yazılı daire, idare, banka, teşekkül ve müesseselerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları teşekkül ve müesseseler;

Dikkat edilirse 6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun kapsam başlıklı maddesinde de 237 sayılı Taşıt Kanunundaki aynı ifade yer almaktadır. Dolayısıyla eğer belediye şirketleri 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine tabi ise 237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamında da değerlendirilebilecektir.

Ancak Danıştay Birinci Dairesince verilen kararda [2]Belediyelerce sermayesinin yarısından fazlasına katılmak suretiyle kurulan şirketlerin özel hukuk hükümlerine göre oluşturulduklarından bahisle, buralarda çalışanların 6245 sayılı Harcırah Kanununa tabi olmadıkları belirtilmiştir.

Sonuç olarak Danıştay Kararı ve analizimizde yer verdiğimiz diğer gerekçelerle Belediye şirketlerinin 237 sayılı Taşıt Kanunu hükümlerine tabi olmadıkları sonucuna ulaşılabileceği kanaatini taşımaktayız.

 

[1] Taşıt Kanunu ve Harcırah Kanunu kapsamının benzerliği yürürlüğe girdikleri yıllar ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

[2] Karar T. 02.11.1998, E. 209, K. 290 -.