Avuç İçi Damar İzi Sistemiyle Biyometrik Kimlik Doğrulaması (Mali Hukuk Sayı: 161, Eylül_Ekim 2012)

Sosyal Güvenlik - Personel Sosyal Güvenlik
AVUÇ İÇİ DAMAR İZİ SİSTEMİYLE BİYOMETRİK KİMLİK DOĞRULAMASI (MALİ HUKUK SAYI: 161, EYLÜL_EKİM 2012)
Özeti :

Sağlık hizmetlerinin, elektronik ortamda güvenli altyapılar üzerinden sunulmasının sağlanması, hizmet sunumunda vatandaşların kimliğinin geleneksel yöntemler ile doğru olarak saptanamamasının getirdiği usulsüzlüklerin önlenmesi amacıyla, SGK sağlık yardımlarından faydalanan kişilerin, aile hekimlerine veya sağlık hizmeti sunucularına başvurularında avuç içi damar doğrulama yöntemiyle kimlik doğrulaması yapılmasına başlamıştır. Analizde bu uygulama ele alınmaktadır.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

Avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulaması (MALİ HUKUK SAYI: 161, EYLÜL_EKİM 2012)

 

1. GİRİŞ

Sağlık hizmetlerinin, elektronik ortamda güvenli altyapılar üzerinden sunulmasının sağlanması, hizmet sunumunda vatandaşların kimliğinin geleneksel yöntemler ile doğru olarak saptanamamasının getirdiği usulsüzlüklerin önlenmesi amacıyla, SGK sağlık yardımlarından faydalanan kişilerin, aile hekimlerine veya sağlık hizmeti sunucularına başvurularında avuç içi damar doğrulama yöntemiyle kimlik doğrulaması yapılmasına başlamıştır.

Bu uygulamanın en büyük avantajı sağlık hizmeti alan kişinin SGK tarafından hak sahibi kişinin kendisinin olduğunun avuç içi damar izi doğrulama yöntemiyle kesinleştirilmesidir. Ayrıca bu yöntemle kişilere hastaneye gitmediği halde gitmiş gibi işlem yapılması gibi yollarla SGK’nın zarara uğratılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Sistem, hastaların kimlik numarasının avuç içi damar iziyle eşleştirilerek doğrulanması üzerine kuruludur.

 

2. Avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulama sistemi

25.05.2007 tarihli ve 26532 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 15.06.2007 tarihinde yürürlüğe giren 2007 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği ile SGK sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilerin SGK sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaatları sırasında SGK tarafından verilen sağlık karnesinin ibraz edilme zorunluluğu kaldırılmış; kişilere sağlık hizmeti sunumunda T.C. kimlik numaraları üzerinden provizyon alınması uygulamasına geçilmiştir.

SGK tarafından 22 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile hastaların, sağlık hizmet sunucularına müracaatında Avuç İçi Damar Okuma Biyometrik Kimlik Doğrulama uygulamasına geçilmesinin önü açılmıştır.

5510 sayılı kanunun 67’nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükme göre sağlık hizmeti almak için sağlık hizmeti sunucularına başvuran kişilerin kimlik doğrulamaları, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport veya evlilik cüzdanı ile yapılmaktaydı.

Ancak hizmet sunumunda vatandaşların kimliğinin geleneksel yöntemler ile doğru olarak saptanamamasının getirdiği sorunların önlenmesi amacıyla; kişilerin TC kimlik numarası bulunan nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport veya evlilik cüzdanı ve/veya biyometrik yöntemlerle kimlik tespit işlemleri tamamlandıktan sonra sağlık hizmeti sunucusundan sağlık hizmeti almalarına ilişkin 01.03.2012 tarihli ve 6283 sayılı kanunun 1’inci maddesiyle 5510 sayılı kanunun 67’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında düzenleme yapılmıştır. Böylece, genel sağlık sigortalılarının, sağlık hizmet sunucularına sağlık hizmeti almak amacıyla müracaat etmeleri halinde biyometrik yöntemlerle de kimliklerini tespit edilmesine ilişkin SGK’ya yetki verilmiştir.

Ayrıca, Sağlık Uygulama Tebliği’nde de, biyometrik kimlik doğrulama uygulamasıyla ilgili düzenleme yapılmıştır. Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.1.2 numaralı maddesinde yapılan düzenlemeyle; sağlık kurum ve kuruluşlarının, SGK sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilerin kendilerine müracaatı aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise SGK sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti ve biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapmaları zorunlu hale getirilmiş olup ayrıca kimlik tespiti, biyometrik kayıt işlemi veya biyometrik kimlik doğrulama işlemini usulüne uygun yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle SGK’nın zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından ödenen tutarın geri alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Yine Sağlık Uygulama Tebliği’nin, “Biyometrik kimlik doğrulama işlemi” başlıklı 3.1.2.A. maddesinde; kimlik doğrulamada kullanılacak olan biyometrik sistem ve uygulamaya geçilecek sağlık hizmeti sunucuları, uygulama tarihi ile uygulamaya ilişkin usul ve esasların SGK tarafından belirleneceği, SGK sağlık yardımlarından yararlandırılan kişinin sağlık hizmeti sunucusuna müracaatı sırasında ilk biyometrik verinin SGK veri tabanına kayıt işleminin sağlık hizmeti sunucusu tarafından yapılacağı da belirtilmektedir.

 

3. Avuç içi damar izi sistemiyle BİYOMETRİK KİMLİK DOĞRULAMA SİSTEMİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Genel sağlık sigortalısı, TC kimlik numarası bulunan nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport veya evlilik cüzdanıyla sağlık hizmeti almak amacıyla sağlık hizmeti sunucusuna başvurularında avuç içi damar izi sistemine ilk kayıt işlemi sağlık hizmeti sunucusu tarafından yapılacaktır.

Hastaların hastanelere müracaatı sırasında ilk biyometrik verinin SGK veri tabanına kayıt işlemi hastaneler tarafından yapılacak. Hastaneler, ilk biyometrik verinin SGK veri tabanına kayıt işleminde hastalardan beyan ve taahhüt belgesi almak zorunda olacak.

İlk kayıt işlemi tamamlanan genel sağlık sigortalısının sağlık hizmeti sunucuna müracaatında MEDULA takip numarası alınması işlemi öncesinde sağlık hizmeti sunucusu tarafından sağ veya sol eline ait avuç içi damar izi sistemi ile biyometrik kimlik doğrulaması yapılacaktır.

Avuç İçi Damar İzi Tarama Sistemi; cihaz üzerine elin konulup infrared ışınlar sayesinde avuç içindeki damar haritasının çıkartılması şeklinde çalışıyor. Çıkan damar haritası, kendi içinde kriptolama denilen yöntemle sayısal verilere çevriliyor ve bu veriler SGK sunucularına gönderiliyor. Bu sistem sayesinde, hastanın bilgisi olmadan herhangi bir hastanede işlem yapılması engellenerek gerçekten kişinin hastaneye gelip gelmediği sorgulanmış olacak. Böylece, Avuç İçi Damar İzi Tarama Sistemi ile sağlık alanında yaşanan suiistimallerin de önüne geçilmesi sağlanacak.

Muayene olmak için hastaneye başvuran hastanın avuç içi taraması yapıldıktan sonra sistem doğrulama yapmadığı takdirde hastanın hak sahibi olmadığı anlaşılıyor ve yapılan harcamalar Sosyal Güvenlik Kurumuna fatura edilemiyor.

Sağlık hizmeti sunucusu tarafından avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulama işlemi yapılmadan genel sağlık sigortalısı adına MEDULA takip numarası alınmasına MEDULA sistemi tarafından izin verilmeyecektir.

Sağlık hizmeti sunucusu tarafından genel sağlık sigortalısının, avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulaması yapıldıktan sonra genel sağlık sigortalısı adına MEDULA takip numarası alınarak sağlık hizmeti sunulmaya başlanacaktır.

Genel sağlık sigortalısının, ilk kayıt işleminin yanlış yapıldığının tespit edilmesi halinde genel sağlık sigortalısına ait avuç içi damar izi sistemiyle oluşturulan biyometrik verileri SGK tarafından silinecektir.

Avuç içi damar izi sistemine ait biyometrik verisi silinen genel sağlık sigortalısı ilk kayıt işlemlerini, sağlık hizmeti almak amacıyla başvurduğu sağlık hizmet sunucusunda yaptırmak zorundadır.

 

4. Avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulaması yapılmayacak olan genel sağlık sigortalıları

0-12 yaş arası çocuklar,

Her iki üst ekstremitesi olmayan kişiler (elleri olmayan),

Her iki elinde avuç içi damar izi bütünlüğü bozulmuş olanlar,

Acil hastalar (yeşil alan muayenesi hariç),

Serepral palsi, üst ekstremite felci ve benzeri tıbbi nedenlerden dolayı avuç içi damar izi alınamayan kişiler,

Yukarıda belirtilen genel sağlık sigortalıları, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport ya da evlilik cüzdanlarıyla sağlık hizmeti sunucularına müracaat etmeleri halinde sağlık hizmeti alabileceklerdir.

 

5. Avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulaması yapılması gereken durumlar

Sağlık hizmeti sunucuları tarafından genel sağlık sigortalısı adına alınan her provizyonda, bu biyometrik kimlik doğrulamasının yapılması gerekmektedir. Genel sağlık sigortalısının ilk ayaktan başvuru sonrası, muayene, konsültasyon, kontrol muayenesi, yatış işlemleri ile diyaliz, fizik tedavi, radyoterapi, kemoterapi, hiperbarik oksijen tedavisi gibi işlemlerin her seansında biyometrik kimlik doğrulaması yapmaları zorunludur.

Yapılan düzenleme ile biyometrik kayıt işlemi veya biyometrik kimlik doğrulama işlemini usulüne uygun yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle SGK’nın zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından ödenen tutar geri alınır hükmü getirilmiştir.

 

6. Sistemin ülkeye yaygınlaştırılması

Ağrı, Amasya, Bartın, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çankırı, Iğdır, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kilis, Mardin, Muş; Nevşehir, Niğde, Sinop, Şırnak ve Yozgat illerinde bulunan sağlık hizmet sunucularının 15.09.2012 – 15.10.2012 tarihleri arasında avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulama uygulamalarına geçmeleri zorunludur.

Diğer illerde ise 15.11.2012 – 15.01.2013 tarihleri arasında uygulama başlayacaktır.

 

7. SONUÇ

15.01.2013 tarihinden itibaren tüm hastane ve sağlık birimlerine gelen genel sağlık sigortalılar, sağlık hizmetlerinden yararlanmak için, kimliklerini Biyometrik Kimlik Doğrulama sistemi ile doğrulamak zorunda olacaklar.

Söz konusu uygulama ile hastane ve sağlık birimlerine gelen genel sağlık sigortalısı, burada kurulacak özel cihazlarla avuç içini okutacak, daha sonra kişisel biyometrik şifresi oluşturulacak. Bu şifreler SGK’nın veri tabanına kaydedilecek. Genel sağlık sigortalı hastane ve sağlık birimlerine her gelişinde avuç içini okutacak ve bu veri SGK’nın veri tabanındaki veriyle eşlendiği takdirde sağlık hizmetlerinden faydalanabilecek.

SGK’nın en büyük harcama kalemlerinden olan tedavi ve ilaç giderlerinde meydana gelen usulsüzlüklerin yeni uygulama ile ortadan kaldırılması hedeflenmektedir.

Bu sistem sayesinde, hastanın bilgisi olmadan herhangi bir hastanede işlem yapılması engellenerek gerçekten kişinin hastaneye gelip gelmediği sorgulanmış olacak.